Damakları tatlandıran balkabağının tarladan sofraya seyahati başladı

Türkiye genelinde kendine has lezzeti ve lifli dokusu ile dikkat çeken ve kabak tatlısında da coğrafik işareti bulunan Aydın balkabağında hasat telaşı yaşanıyor. Kış aylarının vazgeçilmez sebzelerinden biri olan, bin bir zahmetle ekimi yapıldıktan sonra hasadına başlanılan balkabaklarının tarlalardan sofralara gelen seyahati da başlamış oldu. İtinayla seçilen cet tohumlarıyla ekimi yapılan balkabakları yaklaşık 6 aylık sürecin akabinde toplanarak depolara gönderiliyor. Depolardan ise ülke genelindeki birçok otel ve restoranların yanı sıra periyot devir de yurtdışına gönderilen kabaklar, usta ellerde tatlandırılıp sofralara servis ediliyor. Liflerinin sıkı olması ve dokusunun hoş olması sebebiyle Aydın kabağına olan talebin arttığına dikkat çeken kabak üreticisi Arif Barut, yıllık ortalama 400 ton kabak hasat ettiklerini söz etti.

“Yurtdışına da gönderiyoruz”

Aydın Kabak Talısı’nın coğrafik işaret almasının akabinde taleplerin arttığını ve rekolteyi yükselttiklerini söz eden ve Arif Barut; “Burada balkabağının hasadını yapıyoruz. Hasat ettiğimiz eserlerimizi çoklukla tatlı üretiminde kullanıyoruz. Aydın’ın yöresel kabak tatlısını yapıyoruz. Eserimiz geçen yıl coğrafik işaret aldığı için talepler arttı ve biz de ekstra dikim yaparak rekoltemizi yükselttik. Yılda yaklaşık 350 ile 400 ton ortasında kabak işliyoruz. Türkiye’nin her tarafına en yeterli seçkin restoranlarına, otellerine kabaklarımızı gönderiyoruz. Devir dönem yurtdışına da gönderiyoruz. Bu yılki maksadımız de 350 ton kabak işlemek” dedi.

“Her kabakla tatlı olmaz”

Ata tohumu geleneğinin sürdürerek özel dikim yaptıklarını kelamlarına ekleyen Barut; “Özel dikim yapıyoruz ve cet tohumlarımızı kullanıyoruz. Tıpkı vakitte cet tohumu geleneğimizi sürdürüyoruz. Bu Aydın bölgesine özel bir kabak. Yani lif yapısı ve dokusunun sıkı olmasından ötürü bizim tatlımız için çok uygun bir kabak. Esasen Aydın yöresinin kabak tatlısı her kabakla olmaz” dedi.

“5 farklı kabak tatlısı yapıyoruz”

Kabak üreticiliğinin yanı sıra Kabakçızade ismiyle da kabak tatlısı üretimi yaparak ülke geneline gönderim yaptıklarını tabir eden Barut; “Aynı vakitte Kabakçızade olarak, tohumunu kendimiz veriyoruz çiftçilerimize. Denetimli üretim yaptırıyoruz ve 15 yıldır bu işi yapıyoruz. Türkiye’nin her tarafına tatlımızı pastörize bir formda sevk edilebilir ambalajlarla gönderiyoruz. Bunu pastörize eser olarak hazırlıyoruz. Pastörize olduğu için de eserlerimizin 2 yıl raf ömrü var. 5 tane farklı kabak tatlısı var. Türkiye’nin bütün bölgelerinin kabak tatlısını yapıyoruz. Hatay yöresinin mesela kireçli olanı yapıyoruz, Bursa bölgesininkini yapıyoruz ancak lokomotif eserimiz Aydın’ın kabak tatlısı. İnce yaprak döner üzere kesildiği için hem incedir çok şerbet barındırmaz içerisinde hem de yemesi de çok kolay ve hafiftir. Başka yörelerden gelen kabaklarla bizim Aydın yöresi kabak tatlısı olmaz. Zira kabağın lif yapısı farklı. Bizim kabağın lif yapısı ve dokusu sıkı olduğu için kolay kolay dağılmaz. Başka kabaklardan yapılan tatlı ise bebek maması üzere olur dağılır, püre haline gelir” dedi.