Tam manasıyla dehşet evi! 7 çocuk ve 35 köpeği pisliğin içinde yaşattılar

Derleyen: Can Şişman / Milliyet.com.tr – Birleşik Krallık’a bağlı İngiltere’nin Doğu Sussex bölgesindeki Eastbourne kentinde yaşayan Bennett ailesi dışarıdan bakıldığında sıradan bir aileydi. Tam yedi çocukları olmasına karşın fazla sosyalleşmedikleri için komşuları tarafından olağan dışı bir durum yoktu. 35 yaşındaki Christopher Bennett ve 41 yaşındaki eşi Gemma Brogan, yaşları 4 ila 17 ortasında değişen çocuklarıyla yıllardır birebir konutta yaşıyordu. Üstelik meskende yalnız da değillerdi. Onlarla birlikte tam 35 köpek daha vardı.

Arada komşuları onları köpeklerle birlikte görüyor ve Bennett ailesinin hayvan dostu bir aile olduğunu düşünerek onlara sempati besliyordu. Lakin gerçek aslında hiç de bu türlü değildi. Bennett’larla birebir konutta yaşayan tam 35 köpeğin neredeyse hiçbir muhtaçlığı karşılanmıyor, hayvanlar adeta mevt kalım savaşı veriyordu. Üstelik sıkıntı durumda olan yalnızca köpekler de değildi. Bennett çiftinin yedi çocuğu da anne ve babaları tarafından sistematik bir biçimde fizikî ve ruhsal şiddete maruz kalıyordu.

KOKUDAN RAHATSIZ OLDULAR

Bennett çifti yolda karşılaştığı komşularıyla sadece selamlaşıyor, hiçbiriyle fazla diyalog içine girmiyor ve samimiyet kurmuyordu. Hasebiyle aslında meskenlerinde nasıl bir görünüm olduğunu şimdi kimse fark etmemişti. Gün içinde daima anne ve babalarının ikazlarıyla karşılaşan çocuklar ise hem ihmal ediliyor hem de istismara uğruyordu. Anne ve babalarından şikâyetçi olmak çocukların aklına bile gelmiyordu. Çevredeki meskenlerde yaşayan öbür anne ve babaların, hatta meskenlerin de tıpkı kendi konutları üzere olduklarını düşünüyorlardı. Onların yaşadığı konutun her köşesinde köpek dışkıları vardı, konutun her köşesinde köpeklerin bir izine rastlamak mümkündü.

BURASI ASLINDA BİR ‘DEHŞET EVİ’YDİ

İngiltere’deki en büyük hayvanlara yardım kuruluşu Hayvanlara Yönelik Zulmü Tedbire Kraliyet Derneği (RSPCA) yetkilileri, 14 Haziran 2021’de kendilerine gelen ihbar üzerine soluğu meskende aldı. Kapının zilini çaldıklarında karşılarında gülümseyen hızlarıyla anne ve baba çıktı. Ancak yetkililer adeta bir şeyler gizlemeye çalışan anne ve babanın çok olumlu hareketlerinden şüphelenmişti. Üstelik bu kuşkularından besleyen çok kıymetli bir ayrıntı daha vardı.

Kapı açılır açılmaz konutun içinden kendilerine hakikat müthiş bir koku yayılmaya başlamıştı. Bu koku öylesine keskin ve rahatsız ediciydi ki hayvanlarla sık sık vakit geçiren yetkililer içeride bir hayvanın, bilhassa de bir köpeğin öldüğünü ve cesedinin günlerdir meskende tutulduğundan emindi. Meskenin içindeki odaları teker teker gezmeye başlayan RSPCA, hayatlarının en müthiş görünümüyle karşılaştı. Evin içindeki hangi köşeye baksalar vahim ve dehşet bir imgeyle karşılaşıyorlardı. Birkaç dakika içinde Bennett’ların meskeninin aslında bir ‘dehşet evi’ olduğundan emin olacaklardı.

YİYECEKLER ÇÜRÜMÜŞ, ÇÖPLER DIŞARIYA ATILMAMIŞTI

Sussex Polis Dedektifi Fiona Ashcroft, meskenin içine girdikleri karşılaştıkları şoke edici görüntüyü şu sözlerle anlattı:

Dedektif Ashcroft’un anlattıkları ‘dehşet evi’ hakkında genel bir bilgi veriyordu. Fakat her şey bu mide bulandıran ayrıntılarla sonlu değildi. Çok daha müthiş gerçekler vardı.

CANSIZ VÜCUDU GÜNLERDİR SALONDAYDI

Evin içindeki şoke edici görüntüyle büyük bir şaşkınlık ve mide bulantısı yaşayan takımlar, asıl şokla ise konutun salonuna girdiklerinde karşılaştı. Konutun salonunda tam 35 köpek bir ortada duruyordu. Bütün eşyalar dağınık bir halde yerdeydi. Köpeklere tek tek bakan takımlar, içlerinden birinin öldüğünü, hatta günlerdir cansız vücudunun konutun salonunda tutulduğunu fark etti. Bu köpeğin yanında köpek dışkısına bulanmış bedeniyle küçük bir çocuk duruyordu. Köpeğe dokunmaya çalışan meskenin en küçük çocuğun altında kirli bir bebek bezi vardı ve 4 yaşındaydı.

Evde bir anne, bir baba, yedi çocuk ve 35 köpek vardı fakat meskende yalnızca 3 oda vardı. Fizikî ve ruhsal sıhhatleri ihmal edilen çocuklar pislik içinde yaşamaya çalışıyordu. Köpekler ise daha da makûs bir haldeydi, sokağa çıkmalarına müsaade verilmiyor, dışkılarını konutun dört bir yanına yapıyorlardı. Daha evvel de birçok kere kendilerini zorlayan meskenlere adım atan yetkililer bu defa Bennett’ların ‘dehşet konutu’nda mesleksel açıdan adeta bir imtihandan geçiyordu.

ASLINDA MALİ DURUMLARI HİÇ DE MAKÛS DEĞİLDİ

‘Dehşet konutu’ndan teker teker çıkartılarak hastaneye kaldırılan çocukların durumu hiç de parlak değildi. Birçoğu günlerce yıkanmamış, içlerinden sarışın olanının saç renginin aslında sarı olduğu ise birkaç defa yıkandıktan sonra ortaya çıkmıştı. Neredeyse tüm çocukların dişleri çürükler içindeydi. Köpeklerin durumu da adeta içler acısıydı. Her biri kir içinde ve günlerce aç bırakıldıkları için adeta bir deri bir kemik kalmışlardı.

Ekiplerin yaptığı araştırmada herkesi şaşkınlığa uğratan bir gerçek daha ortaya çıktı. Christopher Bennett ve Gemma Brogan’ın mali durumu aslında hiç de makûs değildi. Çiftin eline her ay tam 7 bin sterlin (149 bin 320 TL) para geçiyordu fakat onlar bu parayı çocuklarının ve köpeklerinin bakımına harcamak ya da konutun temizliğiyle ilgilenmek yerine gereksiz harcamalarla sıfırlıyordu.

‘Dehşet konutu’na birinci adım atan vazifelilerden dedektif Fiona Ashcroft’un şu kelamları dehşetin boyutunu özetler nitelikteydi: “Savunmasız durumdaki çocukların ve köpeklerin katlanmak zorunda kaldığı pisliğin tam boyutunu sözlerle anlatabilmek imkânsız. Bir insanın ömrü boyunca karşılaşabileceği en korkutucu manzaralardan biriydi.”