Memur, emekli ve minimum ücretliye şimdiden artırım göründü! İşte varsayımlara nazaran yeni maaşlar

TÜİK Eylül ayı enflasyon sayıları açıklandı. TÜİK’e nazaran tüketici enflasyonu yıllık bazda yüzde 83,45 oldu. Peki, ocak ayında emekli ve memur maaşları ne kadar olacak? En düşük memur ve emekli maaşı ne kadar olur? 2023 emekli ve memur artırım oranlarıyla ilgili Vergi Uzmanı Muhammet Bayram muhtemel varsayımlarda bulundu. İşte ayrıntılar…

“TÜFE’DE YÜZDE 52.40’LIK BİR ARTIŞ VAR”

Bayram açıklamasında şu sözleri kullandı: “TÜİK’in açıkladığı bilgilere nazaran eylül ayı enflasyonu yüzde 3.08 çıktı. Geçtiğimiz 3 ayın aylık enflasyon farkları 6.91’dir. Burada memurlarımızın enflasyon farkı artışı hesaplanırken aylık bu fiyatlar toplanmıyor. Yani temmuzdan aralık sonuna kadar kümülatif enflasyon farkını dikkate almamız gerekiyor. Her ne kadar 3 aylık enflasyon 6.91 olsa da aralık ayına nazaran TÜFE’de yüzde 52.40’lık bir artış var.

Burada memurlarımız, emeklilerimiz enflasyon farkı almıştı. Bu enflasyon farkı yüzde 41.69 memurlara, yüzde 42.35 emeklilerimize yapıldı. Aralık ayı prestijiyle yüzde 42’lik fark göz önünde bulunursa şu an 3 ay için yüzde 10’luk enflasyon farkı mevcuttur.

YILSONU ENFLASYON BEKLENTİSİ NEDİR?

Merkez Bankası beklenti anketleri ve çeşitli kıymetlendirme kuruluşlarının yapmış olduğu anketlerde ekim ayında enflasyonun pik yapacağı, ekim ayından sonra ve bilhassa ocak ayından sonra da enflasyonun düşüşe geçeceği bekleniyor. Her ne kadar 3 aylık enflasyon toplamı yüzde 10 olsa da. Yıl sonu beklenti anketleri son 6 aylık enflasyonun yüzde 30 ile 35 düzeyinde olacağı tarafındadır.

Avrupa’da yaşanan resesyon, derinleşen Ukrayna-Rusya savaşı ve ülkemizin bölgesel riskleri göz önünde bulunulduğunda enflasyon azalmaya gidecek fakat sürpriz bir biçimde aralık ayı sonunda yüzde 40’lı enflasyonları görebiliriz.

MEMUR VE EMEKLİLER NE KADAR ENFLASYON FARKI ALACAK?

Bu açıdan bakınca memurlarımızın ve emeklilerimizin yüzde 30-35’lik enflasyon farkı alması kelam bahsidir. Lakin daha evvel de sayın Cumhurbaşkanının söylemiş olduğu üzere çalışanların enflasyon karşısında ezdirilmeyeceği, hayat pahalılığı ile uğraş edildiğinin söylenmesinden bahisle enflasyonla birlikte hem emeklilerimize hem de memurlarımıza bir toplumsal refah hissesi düzenlemesi gündemde olabilir.

Bu yapılacak artırım evvelki 6 aylık artışın artırımı olduğu için geriden gelen bir zamdır. Memur ve emeklilerimiz ocak ayı içerisinde artırım aldığında önümüzdeki periyotların enflasyon tesirlerinin giderilmesi için enflasyon üzerinde bir artışın yapılması gerekmektedir.

EN DÜŞÜK MEMUR MAAŞI NE KADAR OLACAK?

En düşük memur maaşı yüzde 30 artış olursa 9 bin 105 liradan 11 bin 836 liraya yükselmiş olacak.

En düşük memur emekli maaşı yüzde 30 artış olursa 6 bin 078 liradan 7 bin 901 liraya yükselmiş olacak.

ASGARİ FİYATA NE KADAR ARTIRIM YAPILACAK?

Her ne kadar memur ve emekliler enflasyon farkı kadar artış görüyor olsa da taban fiyatlı enflasyon kadar bir artış göremiyor. Fakat enflasyonun bir epey üzerinde artırım oranının Taban Fiyat Tespit Komitesi tarafından belirlenmesi mümkündür. Gerçekten 2022 yılı Ocak ayında yapılan minimum fiyattaki artırım enflasyon oranı yüzde 34 iken, yüzde 50 formunda gerçekleşti.

‘7700 TL DÜZEYİNE GELECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM’

Enflasyonun yüzde 16 üzerinde bir farkla artırım yapıldı. Yıllık artışa bakacak olursak minimum fiyatta yüzde 94’lük kümülatif bir artış yapıldı. 2852 TL’den 5500 TL’ye çıktı. Temmuz ayında yapılan yüzde 30’luk minimum fiyat artırımı sayın Cumhurbaşkanının da söylemiş olduğu üzere orta bir zamdı. Asıl artırımın ocak ayı içerisinde yapılması söylenmişti. Bu kapsamda enflasyon yüzde 30-35 aralığında çıksa dahi en az yüzde 40’lık bir artışla taban fiyatın 7700 TL düzeyine geleceğini düşünüyorum.

Beyaz ve mavi yakalılardan çok burada patronu ve sanayiciyi de düşünmek gerekiyor. Bunun için minimum fiyat üzerinden alınan verginin alınmamaya devam etmesi ayrıyeten minimum fiyat üzerinde olan sigorta priminin alınmaması ve sanayicimizin de maruz kaldığı yüzde 151’lik ÜFE artışının giderilmesi ismine kendilerini sübvanse edecek kimi finansal avantajların devletimizce alınması gerekmektedir.

Bununla bir arada devletimizin izlemiş olduğu yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve sonucundaki cari fazlanın paydaşları ile paylaşılmış olması sağlanacaktır.”