Maskeler kalktı, diş estetiğinde talep patladı

Yaklaşık 2,5 yıl boyunca ağır bir biçimde geçirdiğimiz pandemi periyodunda diş hastalıkları en ihmal edilen hususlardan biri oldu. Diş uygulamaları sırasında maskenin olmayışı ve direkt ağız içi çalışılması nedeniyle hastalık kaparım endişesiyle çok acil muhtaçlığı olmadığı sürece diş doktoruna gitmeyen vatandaşlar, başlangıçta daha değersizken vakitle büyüyen diş sorunlarıyla diş tabiplerinin kapısını çalıyor. Protez Uzmanı Diş Tabibi Hatice Ağan, bunun yanında maske zorunluluğunun kalkmasıyla bir arada estetik tasaların da arttığını ve hastaların diş beyazlatma, lamina porselen (kaplama) talepleriyle diş kliniklerine ağır bir formda başvurduğunu kaydetti.

Dr. Dt. Ağan, “Pandemi boyunca hastalarımız çoklukla yalnızca acil gereksinimleri için kliniğe gelirken, o periyotlarda diş sıkma sorunlarının çok arttığını gördük. Buna bağlı diş kırıkları, enfeksiyon ve apselere bağlı ağrılardan ötürü hastalarımız başvuruyordu. Diş sıkma temelinde ise anksiyete dediğimiz evham ve kaygı yatıyordu. Denetimsiz olarak bilhassa uykuda yaptığımız diş sıkma ve gıcırdatma şikayetleri çok arttı. Çoklukla sabahları ağrılı uyanma, çene ve şakak bölgesinde oluşan ağrılar, dişlerin, dolguların kırılması, kaplamaların düşmesi biçiminde kendini gösteriyordu. Bunların tedavisinde gece koruyucusu ismini verdiğimiz plakaların uygulanması, bazen gerektiği durumlarda botoks enjeksiyonlarının yapılması ve hastalarının kendi kendilerine gün içerisinde yaptıkları ‘Ben bunu yapmamalıyım, bana ziyan veriyor’ biçimindeki telkinlerle tedavilerini gerçekleştiriyoruz” dedi.

‘DİŞ SIKMA VE ÇÜRÜKLER DİŞLERİ KIRDI’

Diş kırıklarının çene ve dişleri sıkmaktan kaynaklanabildiği üzere, çürükler nedeniyle de gerçekleştiğine işaret eden Dr. Dt. Ağan, “Dişin sert dokusu çürükten ötürü yumuşayıp dayanıklılığı azaldığı için, çürüyen dişlerin kırıldığına da epeyce sık rastladık bu devirde. Bunun ilerlediği durumlarda dişler artık tamir edilemeyecek duruma geldiği için, çekimler ve implantlar gerektiği üzere, daha küçük meselelerde dolgu ve kanal tedavileri ile de süreçlerimizi tamamlayabildik. Birçok diş tabibine gitmenin ertelenmesine bağlı ihmalden kaynaklandığı için, küçük bir başlayan çürük, vakit geçtikçe sert dokuyu daha fazla yıkıma uğrattı ve buna bağlı olarak sert doku ölçüsü azalıp mine çeperi inceledikçe kırıkların da oluşumu arttı. Bu duruma diş sıkmaları da eklenince ağrılar ve düşünceler daha da şiddetlendi” diye konuştu.

DİŞ ESTETİĞİNDE PATLAMA YAŞANDI

Pandemi devrinde herkesin kendiyle baş başa kaldığını ve bu durumun, bireylerin kendi dış görünüşlerini daha da çok incelemesine yol açtığını vurgulayan Dr. Dt. Ağan, bunun da estetik diş uygulamalarına olan ilgiyi, ekstra artırdığına işaret etti ve kelamlarını şöyle sürdürdü: “Bu süreçte beşerler en çok aynada kendisini görmeye başladı. Kendi kendisini, fizikî görünümünü sorgulamaya başladı. Evvelden bunu yapan profil, genel olarak daha gösterişi seven, daha genç yaştaki profil de olsa artık baktığınızda bayan, erkek, genç, yaşlı, hepsinin aslında bir estetik güzelleşme gereksinimi duyduğunu görüyoruz. Pandeminin bitiminde Bu nedenle maskelerin çıkmasıyla bir arada estetik olan süreçlere hastaların ilgisi daha da arttı.”

DİŞ BEYAZLATMA VE PORSELEN KAPLAMAYA İSTEK

Estetik diş uygulamalarında en çok diş beyazlatma ile porselen kaplamanın tercih edildiğini de anlatan Dr. Dt. Hatice Ağan, pandemi sonrası sıhhat turizminde de diş tedavileri için ülkemizin daha çok tercih edilmeye başlandığına işaret ederek, daha evvelce öbür ülkelere giden diş hastalarının artık Türkiye’yi tercih ettiğini söyledi. Dr. Dt. Ağan, kelamlarını şöyle noktaladı:

“Bu manada en çok yaptığımız uygulamalardan bir tanesi diş beyazlatma. Onun dışında yeniden porselen laminalar, porselen onarımlarla bir arada hastanın görünümünü ve estetiğini ön plana çıkaran süreçler için başvuran hastalarımız da epey fazla. Yüze baktığımızda en çok dikkat çeken kısım gözler ve dişler açık renk olması nedeniyle. Hastaların daha rahat gülümsemesi, daha öz inançlı durması manasında hoş dişlerinin olması, onların daha keyifli gülümsemelerine neden oluyor. Genç yaştaki hastalarda beyazlatma daha çok tercih edilen bir sistem. Zira dişlerin yıpranmışlığı daha az. Fakat yaş daha ilerledikçe mine kalitesi bozulduğundan, dolgular yahut eski kaplamalar olduğunda o vakit artık porselen onarımları yapıyoruz. Bunların ortasında da porselen lamina yani yaprak porselen dediğimiz dişin sırf ön yüzeyine yapıştırılan porselenler, daha kollayıcı, dış dokusuna daha saygılı tedaviler olarak bizim tartıyla tercih ettiğimiz formüller oluyor.”