Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde beklenen gün! Albayrak: 70 yıllık hayal

Türkiye’nin tek kalemde yapılan en büyük yatırımı olma özelliği taşıyan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin birinci ünitesinde sona yaklaşılıyor. Türkiye’nin toplam elektrik muhtaçlığının yüzde 10’unu karşılayacak santral, bugün yapılacak yakıt yüklemesiyle resmen nükleer tesis statüsü kazanacak.

Türkiye’nin birinci nükleer güç santrali Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde (NGS) çalışmalar son sürat devam ediyor. Mersin’in Gülnar ilçesinde inşa edilen santral, her biri 1200 megavat kapasiteli 4 reaktörün tam kapasite devreye girmesiyle Türkiye’nin toplam elektrik gereksiniminin yüzde 10’unu tek başına karşılayacak.

60 YIL BOYUNCA HİZMET VERİLECEK

Akkuyu NGS’nin birinci reaktörü; milletlerarası standartlar referans alınarak, Nükleer Düzenleme Kurumu’nun kontrol ve onaylarıyla bu yıl içinde devreye girecek. Santralde 60 yıl boyunca hizmet verilecek, bakım ve yenilemelerle bu müddet 20 yıl daha uzatılabilecek. Tesis, Türkiye’ye toplamda 50 milyar dolarlık katkı sağlayacak. Cumhuriyet tarihinin tek kalemde yapılan en büyük yatırımı olma özelliği taşıyan proje, yerli ve ulusal nükleer güç sanayisinin oluşması için de kıymetli birikim sağlıyor.

TEMELİ NİSAN 2028’DE ATILDI

Türkiye ile Rusya ortasında 12 Mayıs 2010’da imzalanan hükümetler ortası mutabakat kapsamında Mersin’in Gülnar ilçesine bağlı Büyükeceli bölgesinde üretimi devam eden Akkuyu NGS’nin birinci ünitesinin temeli 3 Nisan 2018’de atıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Lideri Vladimir Putin’in görüntü konferans yoluyla katıldığı merasimle birinci ünitenin inşasına ait tam kapsamlı inşaat çalışmaları resmen başladı.
Bundan 2 yıl sonra, 8 Nisan 2020’de ikinci ünitenin inşasına başlanmasıyla çalışmaların ivme kazandığı projede, üçüncü güç ünitesine birinci beton 10 Mart 2021’de merasimle dökülürken, dördüncü ve son ünitenin temeli ise 21 Temmuz 2022’de atıldı.

“SON TEKNOLOJİ GÜÇ ÜRETECEĞİZ”

Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin temel atma merasiminde konuşan Albayrak, “Bu nükleer teknoloji kapasitesini düşününce bugün Türkiye için güç ve teknoloji alanında değerli bir miladı yaşadığımız açıktır. Akkuyu NGS ile en yüksek güvenlik standartlarına sahip son teknoloji güç üreteceğiz. İnşaatın başlamasıyla 10 bin kişilik istihdam olacak ve bunun yüzde 80’i Türk çalışan olacak. Santral işletmeye alındığında da 3 bin 500 kişi tüm bu tesislerde çalışıyor olacak. İnşası ve işletmesinde muhtaçlık duyulan mal ve ekipmanların büyük kısmı Türk şirketler tarafından tedarik edilecek. Nükleerenerjide yabancı ülke ve firmalarla ortak yatırımlar hem ülkemize hem de bu alanda üst seviye know-how ve teknoloji transferi sağlayacaktır. Rusya’ya eğitim için giden 248 öğrencimizden 35’i de geçtiğimiz aylarda eğitimini tamamlayıp döndü. Öğrencilerimizin bilgi ve deneyimleri inanıyorum ki nükleer teknolojinin yerlileşmesi noktasında çok lakin çok kıymetli rol oynayacaktır.” biçiminde konuşmuştu.

35 MİLYAR KİLOVATSAAT ELEKTRİK ÜRETECEK

Her biri 1200 megavatlık VVER-1200 tipi “III+” kuşak reaktörlü 4 üniteden oluşacak Akkuyu NGS, toplam 4 bin 800 megavat heyeti güce sahip olacak.
Tam kapasite devreye girdiğinde yılda yaklaşık 35 milyar kilovatsaat elektrik üretecek santralin, tek başına Türkiye’nin elektrik talebinin yüzde 10’unu karşılaması öngörülüyor.

ALBAYRAK: 70 YILLIK HAYAL

Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, periyodunda çalışmalara başlanan Akkuyu Nükleer Güç Santrali için ’70 yıllık hayal’ sözlerini kullanmıştı.

Büyük hayallerin, tamamlanacak kıssaların ve millete verilen kelamların olduğuna işaret eden Albayrak, “70 yıllık stratejik nükleer hayalimiz gerçeğe dönüşüyor. Akkuyu NGS inşaatı atom çekirdeği üzerinde yükseliyor. Bugünleri atlatacağız. Büyük ve güçlü Türkiye ülküsüne emin adımlarla yürüyeceğiz.” değerlendirmesinde bulunmuştu.

“TEHDİT EDİLMİŞ BİR BAKANIM”

Döneminde güç alanında atılan adımlara ait bilgileri aktaran Berat Albayrak şu sözleri kullanmıştı:

“Ekonomide 10 yıllardır gelen dışarıya bağlı olan bir model var, bu modeli kırmamız lazım. Türkiye artık bu modellerden çıkıyor. Bunun tabi ki sancıları, bedelleri var. Avrupa’nın bir ülkesinin bakanı ‘Doğu Akdeniz’e girme şunları yapalım’ diyor. Bunların hepsi çok şiddetli bir çabayı anlatıyor. Ben bir batı ülkesinde muhatabım tarafından, bu güç siyasetlerinden bir adediyle ilgili bu adımı atmamam tarafında birebir, kelamlı, imalı tehdit edilmiş bir bakanım. Bu türlü birşey yok, ülkenin ekonomik bağımsızlığı. Korktuk mu yok, bedel ödedik mi öderiz ancak sonuçlarını topluyoruz artık. Her yıl on milyarlarca dolarımı dışarı veriyorum. Büyük projelerimizden bir adedinin arifesinde oldu. Biz de tarzımızca ona gerekli yanıtı verdik.”