Şansal Büyüka’dan Okan Buruk’a tenkit: Kendi yanlışlarını da gör!

Süper Lig’de 10. hafta geride kaldı. Adana Demirspor liderliğini sürdürürken Jorge Jesus idaresindeki Fenerbahçe ligde ikinci sıraya kadar yükseldi. Fenerbahçe’nin 3 puanla kapattığı haftada Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor puan kaybı yaşadı.

Milliyet’in duayen müellifi Şansal Büyüka, Üstün Lig’in 10. haftasını “Şansal Büyüka ile dobra dobra” köşesinde kıymetlendirdi. Büyüka, Galatasaray Teknik Yöneticisi Okan Buruk için “Okan Hoca kâfi ki, hakem yanlışlarını gördüğü kadar kendisinin ve grubun yanlışlarını da görebilsin.” tabirlerini kullandı.

Şansal Büyüka’nın yazısı şu biçimde;

Kayseri-Galatasaray maçının şimdi 28. saniyesindeki penaltı konumuna gözlerini kapatan VAR hakemi Erkan Engin’i araştırdım, internette istatistiklerini ve haberlerini inceledim.

Erkan Engin, meslek hayatında yalnızca bir Üstün Lig maçı yönetmiş, 2015-16 döneminde G.Birliği-Mersin müsabakası… O da ‘Milat’tan evvel… Sonrasında Muhteşem Lig’in yanından bile geçememiş. Demek ki, gelmiş geçmiş MHK’ler tarafından yetersiz bulunmuş.

Ama bu Erkan Engin, gördüğüm kadarıyla VAR takımının değişmez hakemi olmuş. Geçen dönem VAR hakemi olarak Trabzon-Beşiktaş maçında vazife yapmış. Altay-G.Saray maçının VAR hakemi olmuş.

Hatta yeniden geçen dönem Konyaspor; Gaziantep ile oynayacağı maç öncesi VAR hakemi olarak atanan Erkan Engin’e isyan etmiş , bildiri yayınlamış ve Rize ile oynadıkları maçta skandal kararlar verdiğini açıklamış.

Belli ki bu Erkan Engin, VAR takımının “demirbaş” hakemi… Düzgün de olsa, makûs de olsa ağır biçimde maç alıyor.
VAR takımının yetersizliği yalnızca Erkan Engin ile sonlu değil…

Hiç Alper Çetin ismini duydunuz mu? VAR’da en çok vazife alan ve en fazla para kazanan hakemlerden biri… Muhteşem Lig’de bir maçı bile yok. Latife değil, kazara bile Harika Lig’de tek maçta bile misyon alamamış. Fakat VAR’ın vazgeçilmezi…

Yine VAR takımında bulunan Serkan Tokat, bu dönem Galatasaray’ın oynadığı 9 lig maçının 6’sında VAR ve AVAR hakemi olarak vazife yapmış. Hatta Galatasaray’ın son 7 maçının 6 sında Serkan Tokat var. (Kaynak: Deniz Çoban / BeIN Sports Trio programı)… Elbette ortada kasıt yok. VAR takımı dar ve yeteneksiz olunca, planlama yanlış yapılınca, VAR takımı yalnızca 11 hakeme kalınca ortaya bu türlü gariplikler çıkıyor.

“Planlama yanlış yapılıyor” diyorum, aslında gerçek söylüyorum. Örneğin birebir Serkan Tokat, bu 9 haftada Fenerbahçe’nin tek maçında bile VAR ya da AVAR hakemi olarak vazife almamış. Bu kadar dengesizlik, bu kadar iş bilmezlik, bu kadar plansızlık olur mu?

Her şeye karşın; VAR sistemi kesinlikle devam etmeli… Fakat VAR takımı derhal, artık, çabucak değişmeli… Çıraklara ustaları boğdurmayın. Emeklere, paralara, puanlara, futbola yazık etmeyin. Kaliteyi önemseyin.

Böyle gitmez

VAR hakemleri sabit 10’ar bin lira maaş alıyorlar. Üstün Lig’de vazife aldıkları her VAR hakemliği için ayrıyeten 10 bin, AVAR hakemliği için 6 bin 600 lira ekstradan kazanıyorlar. Allah daha çok versin, gözümüz yok. Lakin ortada çok büyük bir adaletsizlik, dengesizlik var. Bir VAR hakeminin aylık geliri 100-135 bin liraya kadar çıkarken, Volkan Bayarslan, Arda Kardeşler ve başkaları; alanda kelle koltukta maç yöneten hakemler, 70-80 bin lirada kalıyor. Yani başrol oyuncusu, neredeyse yardımcı oyuncunun yarısı kadar para alıyor. TFF, kimi kulüpler istedi diye maç yöneten hakemlerle VAR takımını ayırdı, ortada ne adalet, ne kalite, ne hakça bir yarış kaldı. Bu türlü gitmez… Adaleti sağlayın, kaliteyi geri getirin.

Çare; eski sistem

VAR sisteminin dar ve yeteneksiz takımını eleştirip duruyoruz. Pekala deva ne? Deva eski sisteme dönmek… Yani alanda maç yöneten hakemlerin boş günlerinde VAR takımında tekrar misyon almaları…

VAR sistemi, sonuçta ekran başında… Hakeme ekstra bir fiziki güç yüklemiyor. Cuma günü alanda misyon alan bir hakem, pazar günü bir diğer maçın VAR hakemi olabilir. Cumartesi maçlarını yöneten hakem, pazartesi maçlarında VAR misyonu alabilir. VAR’a hakem bulunamazken, hafta sonu meskende oturan Harika Lig hakemleri var.

İstanbul maçlarında alanda vazife alan bir hakem, sonraki günü VAR odasında vazife yapabilir. Sonuçta VAR da İstanbul merkezli bir sistem… Baktığınızda deva çok, kâfi ki niyet olsun…

Çabuk unutuyoruz

Süper Lig’de “hakem, hakem” diye her maç sonrası sıkıntılanıp, açıklamalar yapıp, bildiriler yayınlayıp şampiyon olan ekibi çok uzun yıllardır görmedim. Fenerbahçe o denli, Galatasaray, Beşiktaş o denli… Başakşehir’e şampiyonluğu kaptırdığı dönemde Trabzonspor o denli… Çabuk unutuyoruz ya, hatırlatmak istedim.

İşte VAR hakemleri

– Emre Malok

– Özgür Yankaya

– Alper Çetin

– Erkan Engin

– Özgüç Türkalp

– Serkan Tokat

– Alper Ulusoy

– Hakan Ceylan

– Koray Gençerler

– Mustafa Öğretmenoğlu

– Bülent Birincioğlu

Bu hakemler; birçoklarının ismini bile duymadığınız bu hakemler, Muhteşem Lig’de maç yöneten, birden fazla FIFA kokartlı hakemleri yönlendiriyor, hatta yönetiyor. Aklınız, vicdanınız, mantığınız bunu alıyor mu?

Yanlışları görebilmek

Galatasaray’ın hocası Okan Buruk’un daha 28. saniyedeki penaltı tartışmasında hakemin ve VAR’ın sessiz kalışına gösterdiği sert reaksiyona katılıyorum. Maç 1-0 başlasa, büyük ihtimalle öbür senaryolar konuşulabilirdi. Aslında bu konum dışında hakemin bir öbür büyük yanlışı yok. Fakat Galatasaray’ın çok büyük yanlışları vardı. Bunları da konuşmak lazım…

– Galatasaray, Kayseri karşısında tam 70 dakika resmen mahkum oynadı.

– Kayseri orta alanı, G.Saray orta alanını adeta teslim aldı.

– Mata ve Mertens’li orta saha inanılmaz yumuşak kaldı.

– Son maçın iki canavarı Midtsjö ile Toreiria ortada yoktu.

– Mertens sol önde oynayınca ve hiç savunma yapmayınca, geride Kazımcan büyük zahmet çekti.

– Rakip ataklarda bütün yüksek toplara Kayserili oyuncular vurdu.

– 8+3 formülü nasıl aşılır bilemem lakin birinci on bir Rashica’yı çağırıyor.

– Kerem ne kadar formsuz olursa olsun, son 5 dakikanın oyuncusu değil…

– Her makus sonucu hakemlere bağlamak, futbolculara, “Bizde yanlış yok” hissini aşılamıyor mu?

– Galatasaray’da büyük takımın büyük külfetleri var. Buna karşın şampiyonluğun en önde gelen adaylarından biri…

– Okan Hoca kâfi ki, hakem yanlışlarını gördüğü kadar kendisinin ve grubun yanlışlarını da görebilsin.

Bu kadro iş yapar

G.Saray ligdeki 9 maçın 6’sını deplasmanda oynadı. Bu maçlarda;

– Gitti, en düzgün vaktinde Antalya’yı yendi.

– Ligin önderi Adana’ya kaybetmedi.

– Geçen yılın şampiyonu Trabzon’da golsüz berabere kaldı.

Enseyi karartmayın; bu ekip iş yapar.

F.Bahçe genlerine döndü

Fenerbahçe’de başkan; alanda değil, saha kenarında… Bu tanımlama bana değil, kıymetli dostum Bedri Baykam’a ilişkin… Doruktan tırnağa gerçek bir tanımlama… Jorge Jesus maçı oynuyor.

– Fenerbahçe’de artık futbolcu yok, kadro var.

– Fenerbahçe’de futbolcuya dayalı sistem bitti, Jorge Jesus kanunları var.

– Futbolcular değişiyor, kadronun temel prensipleri sabit kalıyor.

– Jesus ile birlikte ekipte “yedek” kavramı kalktı.

– Her maç bir öteki futbolcu oynayabilir, diğerleri sonradan oyuna girebilir.

– İşin en kıymetlisi, futbolcuların bunu içselleştirdi. Kimse gocunmuyor, bozulmuyor.

– Artık hiçbir futbolcu, “Nasıl olsa oynamayacağım” diye kendini salmıyor, çalışmayı bırakmıyor.

– Hani medya, çok uzun yıllardır, “hazır kıta” diye başlık atar ya, Fenerbahçeli futbolcular tam da o denli…

– Jesus’la birlikte, “yorgunuz” kavramı ortadan kalktı. Perşembe-pazar maçları alışkanlık oldu.

– En kıymetlisi; Fenerbahçe genlerine döndü. Süratli hamle, öne oyun, yan pasın ve uyuşuk futbolun iflası, daima gol arama anlayışı…

– Fenerbahçe şampiyon olur ya da olamaz. Jesus ile birlikte geri dönen bu özellikler, Fenerbahçe için şampiyonluk kadar kıymetli…

– Zati Fenerbahçe şampiyon olacaksa, bu özellikleri tekrar yakaladığı için olacak.

Beşiktaş aykırısını yaptı

Beşiktaş, Muhteşem Lig’de bugüne kadar ne yaptıysa, Trabzonspor maçında daima zıddını yaptı.

– Beşiktaş birinci yarılarda rakibi bunaltır, öne geçer, ikinci yarılarda çoklukla savunmaya çekilirdi.

– Beşiktaş bu sefer birinci yarıyı neredeyse hiç oynamadı, ikinci yarıda skorun altından kalkmak için büyük baskı kurdu.

– Beşiktaş’ın futbolunda daima öne, dikine oynamak var. Bu sefer birinci yarıda resmen enine oynadılar, yavaş oynadılar.

– Gerçekten grubun tahminen de en güzeli Masuaku’nun gereksiz ve uzun yan pası Trezeguet’ye asist oldu.

– Bu türlü ölümcül bir yanılgıyı bir de Josef yaptı, Trabzonspor bu fırsatı kullanamadı.

– Josef demişken; Beşiktaş’a geldiğinden bu yana tahminen de en etkisiz, en makus maçını oynadı.

– Trabzonspor’un her kornerinde rakibe vurdurttular. Maxi Gomez golü de bu türlü geldi.

– Weghorst, çalışıyor, dağıtıyor, hepsi kabul; lakin santrforsan gol atacaksın.

– Cenk Tosun, golcü futbolcu… Bu kadar ihmale gelmez. Adeta “yok” sayılması Beşiktaş’a ziyan verir.

– Beşiktaş hocanın istifası istenecek kadar makûs durumda mı, hayır değil…

– Buna karşın güya Valerien Ismael’in büyük maç kazanma külfeti var üzere.

Faturayı ödersin

Beşiktaş, başkan Adana Demirspor’dan iki puan geride… Hiç de değerli değil…

Beşiktaş’ın kaygı duyacağı diğer şey var.

Beşiktaş üç şampiyon adayıyla kendi alanında oynadı.

Başakşehir’e yenildi.

Fenerbahçe’yi, Trabzon’u yenemedi.

Üç şampiyon adayıyla oynayıp;

9 puanın lakin 2’sini alırsan…

Bunun faturasını dönem sonunda ödersin.

Trabzonspor bize şampiyonu izletti

Trabzonspor’un dönemin en olgun, şampiyona yakışır maçını Beşiktaş’a karşı oynadığını düşünüyorum. Trabzonspor bilhassa ikinci yarıda önemli baskı yemesine karşın, alanda sağlam bir duruş sergiledi.

– Üç günde bir maç oynamanın yorgunluğunu alana yansıtmadı. Maç uzunluğu canlı kaldı.

– İki stoper Bartha ile Victor Hugo kusursuz oynadı.

– Orta alanda Bakasetas bu dönem esasen âlâ… Marek Hamsik tesirliydi.

– Kazanabilir miydi? Evet… Kaybedebilir miydi? O da evet…

– Hepsi bir yana… Trabzon bize bir şampiyonu izlediğimizi hissettirdi.

Kendi yaptığını kendin yıkma

Bu ülkede yeni jenerasyon hocalar ortasında en güzellerden biri, tahminen de birincisi Kayserispor Teknik Yöneticisi Çağdaş Atan… Sahiden yeterli işler yapıyor. Galatasaray maçına da âlâ işler yaparak başladı.

– Sağ kanatta geriye Onur’u, önüne Ramazan’ı koyarak Galatasaray’ın solunu kapattı.

– Grubun fizik gücünü azamide tutmak ismine Emrah ve Thiam üzere oyuncuları kulübede oturttu.

– Orta alandaki dayanılmaz pas oyunu ile Galatasaray’ı teslim aldı.

Ancak Çağdaş Hoca, ekibin yorgun düştüğü 70’li dakikalarda yeni dinamik güçleri oyuna sokacağına Thiam, Emrah, Bertolacci, Mustafa Pektemek üzere fizik gücü minimumda olan oyuncuları alana sürdü.

Nitekim son dakikalarda bunaldı, çok top kaybetmeye başladı ve 70 dakika harikulade üstünlük sağladığı, çok gol kaçırdığı maçı sıkıntı tamamladı. Aman hocam… Kendi yarattığını kendin yıkma…

Antalya dökülüyor

– Luyindama: Havadan ıskaladı, Alanya’nın birinci golü geldi.

– Ömer Toprak: Rakibe asist yaptı, Alanya’nın ikinci golü geldi.

– Veysel Sarı: Kenardaki stoper, oynayan stoperlere on basar.

– Ghacha: 75 dakika oyunda kaldı, aldığı her topu rakibe kaptırdı.

– Adriano: İsmi var, mesleği var, kendisi alanda yok.

– Mustafa: Kısa müddet oynadı. Raket üzere bir sol ayak izledik.

– Alperen: Bir-iki uygun kurtarış savunmasının ayıplarını kapatamadı.

– H.Wright: İki gol attı, buna karşın kendi savunmasına yenik düştü.

– Nuri Şahin: Hocam; kadro çakıldı gidiyor, ne oluyor bu türlü…

Göze batanlar

R. Aabid (Hatay): İki gol attı, ikisi de VAR’a takıldı.

Caulker (Karagümrük): Usta budur. Savunmada var, gol de var.

Caner (Karagümrük): Asistlerin efendisi…

Belhanda (Adana Demirspor): 3 dakikada bir gol, bir asist…

Onur (Kayseri): Üç yıldır daima tepede…

Saba (Sivas): Gollere devam…

Ramazan (Kayseri): Önde, artta, sağ kanadın tamamında vardı.

Günay (Gaziantep): Gemisini kurtaran kaptan…

Mensah (Kayseri): Kusursuz bir orkestra şefi üzereydi.

Ndayishimiye (Başakşehir): Muhteşem stoperliğine golcülüğü ekledi.

Hakan Aslan (Sivas): Haftanın golüne attı.

Serdar Aziz (Fenerbahçe): Grubun en uygunuydu. Kâfi artık, sakatlanma…

Ferdi (Fenerbahçe): Maçın ikinci yarısının şahane adamı…

Elbette bir sponsor bulunur

Dünyanın en itibarlı ve tanınır markalarından biri olan Mercedes’in yıl sonu bitecek olan kontratı ile birlikte Türk Ulusal Futbol Takımı’nın sponsorluğundan çekileceğini duydum.

Mercedes çok uzun yıllardır TFF Liderinden, yöneticilerinden, profesyonellerinden, bölge sorumlularına kadar altlarına lüks araçlar veriyor, yakıtlarını bile karşılıyor. Ulusal grup formalarında yer alıyor.

Duydum ki, Mercedes mukaveleyi uzatmak istemesine karşın, başlangıçta beklediği ilgiyi bulamamış ve çekilmeye karar vermiş. Umarım bir uzlaşma sağlanır.

Milli formaya elbette bir sponsor bulunur. Ancak hiçbiri Mercedes olmaz, olamaz.