Şansal Büyüka’dan 8+3 kuralı çıkışı! “Geç kaldınız beyler! Tren kaçtı”

ŞANSAL BÜYÜKA İLE DOBRA DOBRA

VAR’ın varlığı yokluğundan iyidir
Baştan söyleyeyim, VAR sistemi devam etmeli… Lakin bu sistem, hakemleri tembelliğe alıştırdı. En kıymetlisi VAR takımı makus hakemlerden oluşturuldu. Buna karşın VAR’ın doğruları yanlışlarından fazla… Sevabıyla, günahıyla devam etmeli

 Giresunspor-Beşiktaş maçındaki ofsayt münasebeti ile iptal edilen Giresun golü, “VAR sistemi kalksın” tartışmasını gündeme getirdi. Sayıları çok az olsa bile kimi kulüpler bunu istiyor. Baştan peşin söyleyelim; bazen hepimizi isyan ettirmesine karşın VAR sistemi devam etmeli…
* VAR’dan sonra saatlerce, hatta hafta uzunluğu devam eden, “ofsayt mı değil mi” tartışmaları ortadan kalktı. Akan oyunda hakem kusurlarının büyük kısmından VAR sistemiyle dönüldü.
* Ancaak… VAR çok adil davranıyor mu, bundan pek emin değilim. İstediğini gösterip, kimi konumlara gözlerini kapadığına daha bir-iki hafta öncesine kadar şahidiz.
* Fakat VAR sistemi hakemleri tembelliğe alıştırdı. Gözlerinin önündeki durumu vermek yerine VAR’dan haber bekler duruma geldiler. İşin kolayına kaçıyorlar. İnisiyatif almak yerine, kararı VAR’a bırakıyorlar. Riske girmiyorlar.
* En değerlisi, yetersiz, hatta makûs hakem oldukları için alanlarda maç yönetmelerine müsaade verilmeyen hakemlerden VAR takımı oluşturuldu. VAR odasındaki berbat hakemler, alandaki yeterli hakemleri yönlendiriyor. VAR’ın en berbat tarafı, bu tarafı…
* VAR takımı yine yapılanmalı ve bu takıma, nasıl olur bilemem, kesinlikle kalite ve yetenek katılmalı…
* Bana nazaran sevabıyla günahıyla VAR sistemi devam etmeli… VAR’ın elbette yanlışları var, ancak doğruları daha fazla…
* VAR’ın varlığı, yokluğundan uygundur.

GÜNAYDIN BEYEFENDİLER TREN KAÇTI!
TFF, 8+3 kuralının devam edeceğini 18 Haziran’da açıkladı. Transferin bitiş tarihi 8 Eylül… Buna karşın takım planlamasını gerçek yapmıyorsunuz, 8+3’ü hesaba katmıyorsunuz. Şayet itiraz edecekseniz, o vakit edecektiniz

Sordum, soruşturdum, internet sitelerine baktım. Türkiye Futbol Federasyonu, 8+3 kuralının 2022-23 döneminde devam edeceğini 18 Haziran 2022 tarihinde açıklamış. Yani transfer biterken falan değil… Transfer 17 Haziran’da başlamış TFF, bir gün sonra, 18 Haziran tarihinde 8+3 kuralının devam edeceğini açıklamış.
TFF’den zamanlama olarak kulüplere bir tuzak, bir faka bastırmak falan yok… Transferin bitiş tarihi de 8 Eylül… Dünya vakit var. Lig başladıktan sonra bile takım planlaması yapmak konusunda oldukça vakit var.
Buna karşın takım planlamasını gerçek yapmıyorsunuz, 8+3’ü hesaba katmıyorsunuz, sonra lig başlamış, karar açıklanmış, bu karar değişsin diye TFF’ye çeşitli kanallardan baskı yapıyorsunuz.
Ayrıca; Üstün Lig’de oynayan kulüpler, yalnızca 3 yerli oyuncuyu ve alternatiflerini takımlarında bulunduramıyorsa, burada yanlış kimde? TFF’de mi, kulüplerde mi?
Hadi hiçbir şey yapamadınız, dermanınız yok. Altyapıdan A ekibine monte edeceğiniz, gerekirse talih vereceğiniz 2-3 genciniz de yok mu? “Yok” diyorsanız, demek ki altyapılarınız da koca bir palavra, dayanılmaz bir hayal kırıklığı…
TFF’yi çok eleştiriyoruz, çok vuruyoruz lakin bu 8+3 kuralında bir günahı yok. Şayet itiraz edecekseniz, o vakit edecektiniz. Sustunuz, kabullendiniz, artık su kaynatıyorsunuz.
Günaydın beyefendiler… Geç kaldınız, tren kaçtı…

BATSHUAYİ’NİN MESAJI
Jorge Jesus, tahminen de büyük hocalığından futbolla inatlaşıyor. Maça Joao Pedro ve Emre Mor ile elbette başlarsın. Fakat baktın tutmadı, öbür alternatif ararsın…
Jesus, Emre Mor’u 75, Joao Pedro’yu 85 dakika oyunda tutarak Fenerbahçe’yi adeta 9 kişi oynattı. “Ben yaptım, doğrudur” inadı Jesus’un ve Fenerbahçe’nin başını yakabilir.
Nitekim son 7 dakikada oyuna giren Batshuayi; Emre ile Pedro’nun toplam 160 dakikada yapamadıklarını 7 dakikada yapıp hem hocayı, hem ekibi ipten aldı.
Batshuayi maçtan sonra “7 dakika yetti” iletisini niçin paylaştı sanki?

CRESPO BİLE YETER!
Fenerbahçe’nin eski hocası Victor Pereira, hiçbir şey yapamadıysa bile bu Migel Crespo’yu gruba kazandırdı. Bir Migel Crespo bile, Victor Pereira’nın günahlarını silmeye kâfi de artar bile…

NASIL OLUYOR BU İŞ?
Fenerbahçe, lig sonuncusu Ümraniyespor’dan 3 gol yedi.
Fenerbahçe, ligde sondan üçüncü sıradaki Karagümrük’ten 4 gol yedi.
Fenerbahçe’nin toplam yediği 10 golün 7’si bu iki gruptan…
Pek de anlaşılır bir durum değil…
Fenerbahçe’de sanki “nasıl olsa yeneriz” diye bir rehavet mi var diyorum lakin…
Ona da Jesus müsaade vermez.
O vakit nasıl oluyor bu iş?

İYİLER
Onurcan (Giresun): Kurtarışlarıyla 5-0 bitecek maçı 1-0’a bağladı.
Tayyip Talha (Beşiktaş): Bu türlü golleri Adana Demirspor’da çok attı.
Calvo (Konya): Bu dönem çok fakat çok konuşacağız.
Fernando (Antalya): Gol olan şutu uzay mekiği üzere döndü.
Tayfun (Beşiktaş): “Oynamaz” diyenleri tekzip etti.
Borini (Karagümrük): Tek başına ekipti.
Ertuğrul (Kasımpaşa): Kalede deneyimin ismi…
Ali Şaşal (Sivas): Kalede şaşmayınca, Başakşehir adresi şaştı.
Dia Saba (Sivas): Golleriyle grubuna birinci galibiyeti, Başakşehir’e birinci yenilgisi getirdi.
Bruma (Kasımpaşa): Reklamı olmayan sağlam stoper…
Goutas (Sivas): Savunmada fevkalade direniş…
Crespo (F.Bahçe): 90 dakikada 2×90 oynuyor.

NEDİR BU ISTIRABIN SEBEBİ?
Beşiktaş latife üzere… Hatta inanılmaz… Birinci yarısını çok rahat 4-0, hatta 5-0 bitireceği Giresun maçının 90 dakikasını kan-ter içinde 1-0 bitirmesi nitekim futbol latifesi üzere…
Beşiktaş genelde bu türlü… Birinci yarılarda inanılmaz süratli oynuyor, hırslı, organize oynuyor. Değerli durumlar yakalıyor, rakibi kendi yarı alanından çıkartmıyor, futbol ismine ne gerekiyorsa hepsini yapıyor.
Böyle bir ekip nasıl oluyor da ikinci yarılarda duruyor, rakip baskısı karşısında devayı savunmaya çekilmekte buluyor. Bu kadronun gücü herhalde 45 dakikalık değil… O vakit Valerien Ismael’e sormak lazım; nedir bu problemin sebebi?

DOĞRU MU WEGHORST?
Beşiktaşlı Weghorst, mesleğinin 28. penaltısını Giresun’da attı. Weghorst bu 28 penaltıdan 17’sini gol yaparken, 11’ini kaçırmış. Bu istatistiğe inanamadım. Yanlışsız mu Weghorst?

DOĞRU MU GOMEZ?
Trabzonsporlu Maxi Gomez, Monaco maçının daha 10. dakikasında gördüğü kırmızı kartla ekibi perişan etti. Gomez mesleğinde 7 kırmızı kart görmüş. Bu istatistiğe inanamadım. Gerçek mu Gomez?

KÖTÜLER
Pekhart (G.Antep): Ya topçu değil, ya hazır değil… Gaziantep bir eksik oynuyor.
Yusuf Sarı (Adana Demirspor): 5 dakikalık oyuncu mu? Bu kadar geç sokulur mu?
Alperen (Antalya): Uzunluk, bos, fiyaka yerinde, kalecilik felaket…
Adil(Konya): Mahallenin kabadayısı… El, kol, parmak daima havada…
Oğuz (A.Gücü): Yedikleri golde duble yanılgı yaptı.
Kuwas (Giresun): Üste para verse tekrar oynamaz.
Altay (F.Bahçe): Yeterli değil, buna karşın seyirci protestosu gerçek değil…
Maxi Gomez (Trabzon): Ne kendisi var, ne golleri…
Yusuf Yazıcı (Trabzon): Giden Yusuf ile gelen Yusuf ortasında dağlar var.
Szalai (F.Bahçe): Yanlış üstüne yanlış yaptı, yanlıştan bıkmadı.

RİVA’YA GİRİŞİ BİLE YASAKLANMALI
Hürriyet Gazetesi’nin haberine nazaran, TFF’nin birtakım yetkilileri, Giresunspor’un iptal edilen golü için hakem dünyasını aramışlar. Beşiktaş bir bildiri ile buna isyan etti. Haber yalanlanmadığına nazaran gerçek kabul ediyoruz ve bu olayı çok vahim buluyoruz.

Biz bu ülkede, hakemi soyunma odasına hapseden ve dışarı çıkarttırmayan TFF İdare Konseyi üyeleri gördük. Bu sav titiz biçimde incelenmeli ve varsa sorumluların Riva’ya girişi bile yasaklanmalı…

YOK, YOK, YOK
Trabzonspor’un geçen dönemle uzaktan yakından ilgisi yok. Hırsı yok, suratı yok, aidiyet duygusu yok, heyecanı yok, coşkusu yok, futbolu yok, keyfi yok. Yok, yok, yok.
En berbatı yürüyerek hamleye çıkıyor Trabzonspor…
Böyle bir Trabzon kadrosunda Abdülkadir Ömür’ün, Allah korusun, ölüsü oynar.
Ne kadar formsuz olursa olsun oynar…
Ömür; süratli geçiş oyunu ve kestirmeden rakip kaleye giden futbol anlayışıyla bu grupta banko forma giyer.
Bu grubun tek süratli adamı Abdülkadir Ömür…
Ha, bir Ömür bu Trabzonspor’u kurtarır mı? O da güç… 

PROTESTO UYARISI
Trabzonspor’un hocası Abdullah Avcı, Kasımpaşa maçından sonra, “Giren oyuncuya protesto, çıkan oyuncuya protesto, bu yanlış… Maç içinde protesto yapacaksanız, bana yapın. Futbolcuya yapacaksanız maç sonu yapın” dedi. Yanlışsız, yanlışsız, çok gerçek…

EN KOLAY GRUPTAYIZ ANCAK…
Dünya Kupası eleme kümesi için elimize kalem verip, “kendinize rakip seçin” deseler, herhalde Hırvatistan, Galler, Ermenistan ve Letonya’yı yazardık. Açıkçası en kolay gruptayız. Ancak sorun şu: Son iki maçında daha Lüksemburg ve Faroe Adaları’nı yenemeyen Türk Ulusal Ekibi, bu rakiplerini nasıl yenecek?

SEYİRCİ KAÇIYOR
Cumartesi günü gözüm, Alman ikinci lig maçlarına takıldı. Abartısız her statta 40-50 bin seyirci vardı. Sonra bizim Muhteşem Lig’e döndüm, büyükler dışındaki maçlarda bir avuç seyirci ya vardı, ya yoktu. Seyirci kaçıyor, tabip buna bir deva…

İYİ Kİ VARLAR
Ampute Ulusal Futbol Kadromuz, Dünya Şampiyonu oldu, ülkenin gururu oldu. Yürekten kutluyorum. Bizim gururumuz Ampute Ulusal Kadromuz, inanın Türk futbolunda kim varsa, herkesten daha sağlam… Âlâ ki varlar. Çok yaşasınlar.

SÜPER, AYIP, REZALET
Barış Alper Latife (G.Antep-A.Demirspor): Maç ikinci yarıda durmaktan neredeyse oynanmadı, vere vere 6 dakika uzatma verdi.
Mert Güzenge (Antalya-Konyaspor): Antalya lehine çok önemli faul vardı, vermedi, avantajı oynattı, Antalya golü geldi. Muhteşem…
Yaşar Kemal Uğurlu (Giresun-Beşiktaş): Penaltı kararı ile noktalanan o karambol golün altından düzgün kalktı.
Burak Şeker (Ümraniye-Kayseri): Ümraniye aleyhine verdiğin penaltı ayıp sefer ayıp… Bin kez ayıp…
Emre Malok (Ümraniye-Kayseri): Maçın VAR hakemi… Ekran başında uyumuş olmalı… Tam bir rezaletti.

GÖZE BATANLAR
İstanbulspor: Kime “canım” diyorsak, “canın çıksın” diyor. Berbat oynadı.
Ankaragücü: Abartısız beş atardı, son dakika golüyle sıkıntı kazandı.
Antalya: Gel de kaleci Boffen’i arama…
Konya: Bu stoper Calvo’yu kim bulduysa helal olsun.
Giresun: Ligde gördüğüm en acemi Giresunspor…
Hatay: Volkan Demirel’le her şey hoş olacak.
Karagümrük: Galip sayılır bu yolda mağlup…
Ümraniye: Tek puan neye fayda, galibiyete gereksinimi var.
Trabzon: Geçen dönem; hayali cihana paha…
Sivasspor: Birinci galibiyeti, rakibin birinci yenilgisi oldu.
Kasımpaşa: Paşa paşa bir puanı aldı.