Şansal Büyüka ile Dobra Dobra! ‘Arda Güler’i oturtmak ağır futbol kusurudur’

Süper Lig’de 19. hafta geride kaldı. Önder Galatasaray yoluna kayıpsız devam ederken Trabzonspor, Fenerbahçe ve Beşiktaş da haftayı galibiyetle kapattı. Milliyet Gazetesi müelliflerinden Şansal Büyüka, ‘Dobra Dobra’ köşesinde Spor Toto Muhteşem Lig’de geride kalan haftanın maçlarını kıymetlendirdi.

Dikkat çeken yorumlarda bulunan Şansal Büyüka, Fenerbahçe’nin genç yeteneği Arda Güler’e de değindi.

ŞANSAL BÜYÜKA İLE DOBRA DOBRA

Oyunu değil kalitesi

Galatasaray, 19 maçlık seride çok mu düzgün oynadı? Hayır… Bilhassa birinci haftalarda çok problem çekti. Fakat kasvet çektiği her maçta bir kalite ortaya çıktı. Galatasaray’ı oyunu değil, kalitesi başkan yaptı.

Galatasaray birinci yarıyı en yakın rakibi Fenerbahçe’nin 4 puan önünde bitirdi. Galatasaray, 19 maçlık seride çok mu uygun oynadı? Hayır… Bilhassa birinci haftalarda çok sorun çekti. Fakat problem çektiği her maçta bir kalite ortaya çıktı. Birden fazla vakit kaleci Muslera, bilhassa son dakikaların ve kritik gollerin sahibi Gomis, son maçlarda kendini bulan Mertens, Olivera ve oynadığı maçlarda Icardi, tartışılmaz kaliteleri ile Galatasaray’ı liderliğe taşıdılar. Galatasaray ‘ın 4 puanlık üstünlük ile yakaladığı liderlik, aslında kalitenin sonucuydu.

Digital dünyada dolaşırken, Sport Digital isimli kanalda “Sadece Fenerbahçe” isimli bir programda iki yorumcu dinledim. Fenerbahçeli iki yorumcu… Bu iki yorumcudan Murat Zorlu’nun programda söylediklerini, noktasına, virgülüne dokunmadan aktarıyorum. Kalite farkının bu kadar hoş anlatıldığını, hiçbir televizyon programında dinlemedim.

“Galatasaray’ın bu dönem transfer ettiği futbolcuların nereden geldiğine bakalım. Torreira: Fiorentina… Olivera: Roma… Icardi: PSG… Mertens: Lazio… Seferoviç: Benfica… Mata: Manchester United… Bizim (Murat Zorlu’nun sözü böyle): Batshuayi: Beşiktaş… Gustavo Henrique: Flamengo… Emre Mor: Karagümrük… Joshua King: Watford… Alioski: Al Ahli… Lincoln Henrique: Santa Clara… Çok daha büyük gruplardan gelmiş daha tecrübeli ve kaliteli oyuncuları var Galatasaray’ın…”

Murat Zorlu’nun söyledikleri sonuna kadar gerçek… Galatasaray’ın, en yakın rakibi Fenerbahçe’yi 4 puan farkla geçip başkan olması bundan daha güzel anlatılamaz. Galatasaray’ı oyunu değil, kalitesi önder yaptı.

Ethemi’ye alkış

Ümraniye-İstanbulspor maçında Ümraniye korner kullandı. Top, ceza alanı önünde İstanbulsporlu Ethemi’nin önünde kaldı. Ethemi en az 70 metre topu sürdü çelme yedi, düştü, kalktı, rakibi attırayım diye yerde kıvranmadı. Bu düşüp kalkmaya karşın yeniden yakalanmadı. Rakip ceza alanına geldiğinde solundan deparla gelen Melih’e topu attı ve İstanbulspor’un ikinci golü geldi.

Ethemi, rakibini attırtmaya kalkmadı, yalnızca futbolun içinde kaldı, harika bir maharet ile ekibine ikinci golü kazandırdı. Bu golde marifet var, sürat var, kalite var, yardımlaşma var, etik var, dürüstlük var. Ethemi’yi mahareti ve futbola, rakibe hürmeti nedeniyle ayakta alkışlıyorum.

Ertaç’ı pas geçmeyelim

Süper Lig’in birinci yarısı için en başarılı kaleci olarak Galatasaraylı Muslera’yı görüyorum. Lakin gözlerden ve vicdanlardan kaçmasın. Adana Demirspor kalecisi Ertaç, birinci yarı boyunca dayanılmaz maçlar oynadı. Pas geçmeyelim, hakkını teslim edelim…

Güvence Şenol Güneş

Beşiktaş grubunda uygun bir takım var. Weghorst gitmesine karşın güzel bir takım var. Fakat şunu söylemeliyim; Beşiktaş ekibi şampiyonluğu kovalarken, ekipten daha çok Teknik Yönetici Şenol Güneş’e güveniyorum. Şenol Hoca, yıllardır biliriz ki, mevcut futbolcuyu olduğu noktadan daha ileri taşımayı, parlatmayı son derece âlâ bilir. Beşiktaş’ta da bunu yapmaya başladı.

Süper Lig’de haftalar ilerledikçe, Beşiktaş’ta Şenol Güneş tesirini ve katkısını çok daha fazla göreceğiz. Hele Ghezzal düzelir, Aboubakar gelirse, Beşiktaş bu yarışta çok tezli duruma gelir.

Eyvah-Allah

Beşiktaş birinci dakikada golü yedi “Eyvah” dedi. Beşiktaş son dakikada golü attı “Allah” dedi.

F.Bahçe niçin bu kadar makus?

– Batshuayi “berbat” imgeye karşın bu kadar oyunda tutulur mu?
– Arda Güler bu kadar geç oyuna sokulur mu?
– Her kornerde rakibe baş vurdurulur mu?
– Bu Szalai‘ye ne oldu? Dökülüyor.
– Fenerbahçe’nin orta kenar oyuncuları kim?
– Ferdi’nin önünde kim oynuyor?
– Alioski’nin önünde kim var?
– İki kenar adamı varsa beklere yardım ediyorlar mı?
– Hamlede kenardan orta yapıyorlar mı?
– Rakibe bu kadar fazla konum verilir mi?
– Golcüler attıklarından fazlasını niçin kaçırıyorlar?
– Dönem başındaki “Güçlü oyun”a ne oldu?
– Galibiyet fevkalâde değerli… Buna karşın Fenerbahçe niçin bu kadar berbat?

İşçisin sen emekçi kal

Fenerbahçe’de Crespo’nun hayranlık yaratan bir çalışkanlığı ve uygun niyeti var. Adeta ekibin hamalı… Maç uzunluğu ağır bir yük taşıyor. Lakin bu Crespo’ya son iki-üç maçta bir haller oldu. Kazandığı her topta çalım atmaya kalkıyor, kalabalıkların ortasına dalıyor ve birden fazla topu ezip kaybediyor. Bizim bildiğimiz Crespo bu değil… Bırak ince işi Crespo… Sana uymuyor. Merhum Cem Karaca’nın müziği üzere “işçisin sen, emekçi kal”…

Boşuna söylemiyoruz

Gaziantep’in hocası Erol Bulut, kendisinin 1.5 yıldır, futbolcuların 2-3 aydır maaş alamadığını açıkladı. Sanmayın ki bu sıkıntı, bu parasızlık yalnızca Gaziantep’te var. Türkiye’de birçok Harika Lig kulübü bu ezayı yaşıyor. “Kulüpler battı” diye boşuna söylemiyoruz.

Arda ya oynar ya da oynar 

17’lik Arda Güler, bu yaşa karşın, abartısız başkan oyuncu… Güya küçük Alex… Ve bu Arda Güler, Fenerbahçe ekibinde oynamıyor, oynatılmıyor. En hafif tabir ile söyleyeyim: Arda Güler’i oturtmak, “ağır futbol kusuru” dur.

Fenerbahçe’nin hocası Jorge Jesus‘un göz kamaştıran kalitesine hürmetler, sevgiler… Bunu her fırsatta yazıp söylüyoruz. Lakin bu meslek nedeniyle Jorge Jesus “dokunulmaz” değil…

Fenerbahçe grubunda bu kadar sıradan oyuncu varken, grubun tek kaliteli adamı Arda Güler’in çok uzun haftalardır kenarda oturması, Gaziantep maçında yalnızca sonlu dakikalar kala oyuna sokulması asla kabul edilemez.

O sonlu dakikalarda bile gördük ki, 17’lik Arda Güler, yalnızca kendisi oynamıyor, grubu da oynatıyor. Veriyor, alıyor, el işaretleriyle kadro arkadaşlarını uyararak oyunu yönetmeye çalışıyor. Bu yaşa karşın, abartısız önder oyuncu… Güya küçük Alex… Ve bu Arda Güler, Fenerbahçe kadrosunda oynamıyor, oynatılmıyor.

Jorge Jesus‘un yerinde olsam, bırakın Arda Güler‘i oturtmayı, birinci on biri yazarken, birinci isim olarak Arda Güler‘i müellifim. Ekibin gerisi arttan gelsin.
En hafif söz ile söyleyeyim: Arda Güler’i oturtmak, “ağır futbol kusuru” dur. Jorge Jesus da şaşılacak biçimde bu kusuru işlemekte inat ediyor. Arda Güler ya oynar ya da oynar…

Filiz dua etsin…

Gaziantep- Fenerbahçe maçının hakemi Mustafa Kürşad Filiz’in Gaziantep’in beraberlik golünden evvel verdiği faulün, dünya futbol tarihinde faulle asla ilgisi olamaz. Ferdi yattı, rakibinin önünden topu çekerken, rakibinin kılına bile dokunmadı. Hakem faul verdi. O faul atışı gitti, döndü, Gaziantep’in beraberlik golü oldu. Filiz yatıp kalkıp dua etsin, Fenerbahçe bu maçı kazandı. Aksi bir sonuç olsaydı, Fenerbahçe açıklamalarıyla Mustafa Kürşad Filiz’e yapmadığını bırakmazdı.

45 dakikalık kabus

Son şampiyon Trabzonspor için “kötü bir senaryo” yazın dense, en yetenekli bir senarist bile bu kadarını yazamazdı.

Trabzonspor ligin birinci yarısı biterken, ortaya koyduğu futbolla geçen dönemin gölgesi bile olamadı. Açıkçası büyük şanssızlıklar da yaşadı. Uzun periyodik sakatlıklar, takımdan beklenmedik ayrılıklar, kaleci Uğurcan’ın her maçta yarattığı mucizelere orta vermesi Trabzonspor’u çok etkiledi. Son Başakşehir maçına baktım, birinci yarıdaki Trabzonspor için “işte bu” dedim. Fakat ikinci yarıya baktım, “kabus geri döndü” dedim. Trabzonspor argümanlı olmak istiyorsa, Başakşehir maçının birinci yarısındaki futbolu yakalamak zorunda…

Nwakaeme, ruhu da yanında götürdü!

Trabzonspor’un 19 haftalık birinci yarı sonunda attığı gol 26, yediği gol 25… Gol averajı yalnızca +1… Çok açık ortada… Trabzonspor attığı gollerde beklentinin çok altında kaldı, yediği gollerde beklentinin çok üstüne çıktı.

Son üç dönemdir Sörloth üzere, Cornelius üzere uzun santrforlarla oynayan ve büyük randıman alan Trabzonspor, bu iki oyuncunun gidişinin akabinde Maxi Gomez üzere daha kısa bir santrfora dönüşün düşüncesini mı yaşıyor sanki?

Bir de, daima yazdım. Hala Nwakaeme’nin tesiri, hatta ruhu aranıyor. Güya Nwakaeme’nin yalnızca kendisi gitmedi. Giderken kadronun gücünü ve ruhunu da götürdü.

Süper Lig’den portreler

İstanbulspor: İkinci yarı yeni bir başlangıç olabilir mi?
Hatayspor: Bu türlü komik goller yerse geçmiş olsun.
Sivas: Bu güçsüz oyun “gitti gidiyor”a aday yapmasın.
Karagümrük: Futbol keyfi bu adreste…
Konyaspor: Ey galibiyet, neredeysen çık ortaya…
Ankaragücü: Âlâ futbolu, az puanı var.
Kayseri: Para yok, pul yok, futbol var…
Antalya: Yeterli hoca, yeterli takım , makus futbol…
Alanya: Bahar havası üzere… Bir açıyor, bir kapıyor…
Gaziantep: Ah şu parasızlığın gözü kör olsun.

Göze batanlar

Ertuğrul (Gaziantep): Evvel büyük kusur, sonra büyük dokunuşlar…
Eze ( İstanbulspor ): Kadronun hamle gücünü ikiye katladı.
Mert Günok (Beşiktaş): Kadrosu evvel yaktı, sonra kurtardı.
Volkan (Başakşehir): Ulusal kaleciye yakışmayan gol…
Josef (Beşiktaş): Son dakika golü, umarım kırık kalbini düzeltir.
Rossi (Fenerbahçe): Uzatma golünün bir numaralı kahramanı…
Crespo (Fenerbahçe): Bu kadar çalım illetine ne vakit tutuldun?
Erce (Hatay): Karşıladığı her topu rakibin önüne tokatladı.
Icardi (Galatasaray): Gol atmadı lakin atağın orkestra şefiydi.
Kemen (Kayseri): Harika oyun ve iki kıymetli gol…
Gradel (Sivas): Kendine mi oynuyor, ekibe mı?

Süper Lig birinci yarı Altın karması 

Muslera, Sacha Boey, Nelsson, Ndayishimiye, Ferdi, Hadziahmetoviç, Belhanda, Oliviera, Borini, Bakasetas, Valencia.