İçişleri Bakanı Soylu’dan sarsıntı açıklaması: Bu 25-26 günde Türkiye kendi gücünü gösterdi

Dolmabahçe Ofisi’nde düzenlenen Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Toplantısı’nın kapanışında konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bölgede saat 04.17’de gerçekleşen sarsıntının akabinde 04.20 yahut 04.21’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı aradığını söyledi. Soylu, sarsıntının birinci evvel Osmaniye, Kahramanmaraş yahut Gaziantep civarlarında olabileceğini değerlendirdiklerini fakat Pazarcık sarsıntısı olduğu bilgisine ulaştıklarını tabir ederek, “Tekrar Sayın Cumhurbaşkanımızı 1-2 dakika sonra arayıp bilgilendirdik ve bütün arkadaşlarımızla, Lider Yardımcımız, tüm bakanlarımızla birlikte AFAD merkezine daima bir arada ulaştık.” dedi. Daha evvel yapılan planlamalara ait bilgi veren Soylu, Türkiye Afet Müdahale Planı’nın işleyen ve daima güncellenen bir plan olduğunu kaydetti.

“Türkiye Afet Risk Azaltma Planı konusunda da birinci evvel başladığımız vilayet Kahramanmaraş’tı”
Türkiye Afet Risk Azaltma Planı’nın da olağanda 2025’te bitmesi gerektiğini aktaran İçişleri Bakanı Soylu, “Burada birçok hocamızla çalıştık. Türkiye Afet Risk Azaltma Planı konusunda da birinci evvel başladığımız vilayet Kahramanmaraş’tı. Kahramanmaraş’ta ODTÜ’lü hocalarla başlamıştık. Bunu çabucak bitirmemiz lazım Türkiye’de, dedik. Zira bütün vilayetlerin kendine ilişkin bu türlü bir yol haritası ve risk azaltma haritası olması lazım, dedik. 2022’nin Ocak ayı prestijiyle da Türkiye Afet Risk Azaltma Planı bir vesileyle Türkiye’de tamamlandı lakin bu biten bir plan değildir, bu canlı bir plandır. Daima devam etmesi gereken bir plandır.” diye konuştu.

“AFAD’A GEÇEN YIL BİN 100 KİŞİ ALDIK”

Geçen yıl AFAD’a bin 100 kişi aldıklarını kaydeden Bakan Soylu, bunun 800’ünü ilgili afet kısımlarından mezun bireylerden aldıklarını, tekrar geçen yıl 112 Acil’e aldıkları bin 500 şahıstan bin 250’sinin de yalnızca acil kısımlarından mezun çocuklardan ve gençlerden oluştuğunu söz etti.

“BU BÜYÜK BİR AFETTİR”

Soylu, devletin hem afet öncesi, hem afet anı, hem de afet sonrası elinden gelen bütün her şeyi ortaya koymaya daima birlikte çalıştığını vurgulayarak, “Yine bunun yanı sıra bütün bu süreçlerin içerisinde eksiklik olur mu? Elbette ki olabilir. Zira bu zelzelesi tekrar tanım edeyim. Bunu zelzele olarak tanımlamak tahminen eksik tanımlama manasına gelir. Bu büyük bir afettir. Yani süreçte gördüğümüz tüm taraflarıyla büyük bir afettir ancak Türkiye’nin bunu toparlayabilme kabiliyeti ve kapasitesi vardır. Bu masa ve bu masanın ardındaki bütün süreçler bir seferberlik oluşturduğu andan itibaren biz bunu toparlayabilme kabiliyetine sahibiz.” diye konuştu.

“GELECEĞİMİZE BU TÜRLÜ BİR MİRASI DAİMA BİRLİKTE BIRAKMAMALIYIZ”

Türkiye’nin geleceği için daima birlikte çalışması gerektiğini belirten Soylu, “Bir yenilenme imkanı, bir yenilenme fırsatı ortaya koyar. Bu yenilenme imkanı ve yenilenme fırsatını Türkiye tam da bu kişi başına gelir düzeyinde, yani 10 bin dolarlık kişi başına gelir düzeyinde geleceği çok daha âlâ planlayarak yapacaktır. Herkese gereksinimin olduğu bir devirdir. Hiç kimsenin masasını yahut sandalyesini bir tarafa çekebileceği ve izleyebileceği bir periyot değildir. Bu bizim gelecek kuşağımıza ve bu ülkeye tahminen de en büyük sorumluluklarımızdan birisidir. Tarihi yapıtlarımızı yitirdik. Kentlerimiz, sanki demografi değişecek mi diye tasa içerisinde. Geleceğimize bu türlü bir mirası daima birlikte bırakmamalıyız. Çalışmalıyız, uğraş etmeliyiz ve bu masanın etrafındaki ve ardındaki bütün birikimi Türkiye’nin geleceğine de yansıtmalıyız.” dedi.

“BU 25-26 GÜNDE TÜRKİYE KENDİ GÜCÜNÜ GÖSTERDİ”

Türkiye’nin 25-26 günde kendi gücünü gösterdiğini lisana getiren Soylu, “Uluslararası alandan elde edebileceği bütün kabiliyetleri ve birikimleri, tıpkı vakitte dayanakları aldı ve bundan erinmedi. Saat 05.30’da milletlerarası yardıma çıktık. Yani çıkalım mı, çıkmayalım mı diye bir kıymetlendirme içerisinde olmadık. Memleketler arası yardımın en kısa vakitte Türkiye’ye gelmesini bir vesileyle sağlayabildik ve bunu da gerçekleştirebildik.” tabirlerini kullandı.

“PROFESYONEL BİR JANDARMA ARAMA KURTARMA OLUŞTU”

Soylu, arama kurtarma sürecine son devirlerde çok asıldıklarını ve bu hususta çok çalıştıklarını söyleyerek, “Türkiye’de jandarma arama kurtarma diye bir şey yoktu ancak profesyonel bir jandarma arama kurtarma oluştu. Türkiye’de polis arama kurtarma timi yoktu. Polis arama kurtarma timleri oldu. Binlerce arama kurtarmacı yetiştirdik. Onlarca sivil toplum kuruluşunu akredite ettik. Yalnızca arama kurtarmada değil birebir vakitte beslenmede, birebir vakitte depo idaresi dahil olmak üzere birçok çalışmayı Türkiye, 1999’dan sonraki süreçte, Van depremindeki deneyimiyle, Simav depremindeki deneyimiyle bugüne kadar getirdi.” diye konuştu.

“El birliğiyle güçlü bir gelecek oluşturma imkanına daima birlikte sahip olalım” vurgusu yapan Bakan Soylu, “Depremin hepimizin üzerinde bir hüznü fakat tıpkı vakitte bir sorumluluğu da var. Oradaki yaşayan insanların o kentlere tekrar dönüp, tekrar hayatı canlı bir biçimde devam etmelerine yönelik bir sorumluluğumuz da var. Yıkılan tarihi yapıtlarımız, yıkılan sanayi sitelerimiz, hayatını kaybeden insanlarımız, anılarımız her birini tekrar canlandırmak durumundayız. Bu müktesebat bizim ülkemizde, milletimizde ve devletimizde var. İnanıyorum ki 1999’da Türkiye bir seyahat yaptı ve bir noktaya kadar getirdi. Bugün yeni bir seferberlikle Türkiye farklı bir seyahati, gelecek kuşaklara daha dirençli kentler, afete karşı dirençli toplum oluşturabilecek bir anlayışı daima birlikte sergileyecektir. Birbirimize itimat edelim. Birbirimize güvenelim ve el birliğiyle bu işin içerisinden milletimize, gelecek kuşaklarımıza güçlü bir gelecek oluşturabilme imkanına daima birlikte sahip olalım. Bu toplantı bile bizatihi, bu fikirler bile bizatihi bugüne kadar yaşananların ve bugünden sonra yaşanacakların aslında bir güzergahını ortaya koymuştur.” tabirlerini kullandı.