Fenerbahçe topluluğu, Cumhuriyet’in 99’uncu yılı için yürüdü

Cumhuriyet’in 99’uncu yılında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için organize edilen yürüyüşte lider Ali Koç, yöneticiler, atletler, üyeler ve taraftarlar yer aldı. Binlerce kişinin yer aldığı yürüyüş, saat 21.00’de Göztepe 60’ncı Yıl Parkı’ndan başlarken, Ülker Stadyumu’nun yanındaki fenerde son buldu.

Bağdat Caddesi üzerinde gerçekleştirilen yürüyüşün tamamlanmasının akabinde Fenerbahçe Lideri Ali Koç, 9 farklı branştan atletin ellerinde meşalelerle yer aldığı yoldan “Cumhuriyetin Feneri” yazılı fenere yürüyerek, buradaki meşaleyi yaktı ve Cumhuriyet’in 100’üncü yılına dek yanacak feneri aydınlattı.

ALİ KOÇ: CUMHURİYETİMİZİN 99’UNCU YILI KUTLU OLSUN

Ali Koç, meşaleyi yaktıktan sonra sarı-lacivertli topluluğa seslendi ve şu tabirleri kullandı:

“Mabedimizde, Kadıköyümüzde, yürüyüşte yanımızda olan, Cumhuriyet sevgisi kalbinde hiç sönmeyecek bir ateş olarak yanan herkese, şahsım, idare heyetim ve topluluğumuz ismine teşekkür ediyorum. Bugün çok özel bir gün. Tüm günlerin ortasındaki en hoş gün. Aklın, bilimin, çağdaşlığın 99’uncu yılı, Cumhuriyetimizin 99’uncu yılı kutlu olsun. Yokluk, yoksulluk ve imkansızlık içinde kazandıkları zaferlerle bu hoş vatanı ve bağımsızlığımızı veren, bu gurur ve coşkuyu yaşamamıza vesile olan, çağdaş medeniyetimizin tüm imkanlarından yararlanmamızı sağlayan, Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük başkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, kahraman silah arkadaşlarını, bu toprakları vatan yapan aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi, hasretle, minnetle ve şükranla, her Cumhuriyet Bayramı’nda olduğu üzere, her özel günümüzde olduğu üzere anıyoruz.”

“BU SENE ARTIK FABRİKA AYARLARINA DÖNMEMİZİN VAKTİ GELMİŞTİR”

“Biz Fenerbahçe Spor Kulübü olarak Cumhuriyetimizin 99’uncu yılını kutlarken, 100’üncü yılın heyecanını yaşamaya başladık” diyen Koç, “Ülkemizi ilgilendiren her hususta olduğu üzere, Cumhuriyetin 100’üncü yılında da en önde olacağız. Cumhuriyetin feneri olacağız. Fener alayımız, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını karşılarken, bir yıl boyunca atacağımız adımların birincisidir. Bu yürüyüşte, bu gece yaktığımız bu ateş aslında kalplerimizde yanan Cumhuriyet ateşinin yansımasıdır. İçimizdeki Cumhuriyet ateşi her daim var olsun. Her vakit söylediğimiz üzere, Atatürk’ün hangi grubu tuttuğundan daha çok hangi grubun onun yolundan yürüdüğüdür en değerlisi. Bizler bu vatan uğruna verilen çabayı hisseden, kara kışta vatana siper olanları unutmayan, kadınıyla, erkeğiyle günlerce uyumadan, cephede savaşanları kalplerimizden çıkarmayan, Ceddimizin emanetine sahip çıkan, hiçbir vakit prensiplerinden şaşmayanlar olarak ebediyen göğsümüzde yanacak olan Cumhuriyet feneriyle vatana layık olmaya çalışıyoruz. Yoklukta, zorlukta gözyaşlarıyla, fedakarlıklarla, imkansızlıklarla kazanılmış olan bu toprakların değerini bilenler olarak her vakit olduğu üzere ülkemizin emrindeyiz, olmaya da devam edeceğiz. Bugün bu kalabalık, hepimizin gözlerinde yanan o ateş bunun en hoş göstergesidir. Buradaki tüm dostlarla bir arada hoş vatanımızın ve dünyamızın dört bir yanındaki Fenerbahçelilerle bir arada bir kelam vermek istiyoruz. Fenerbahçe Spor Kulübü, tüm topluluğuyla, atletleriyle, çalışanlarıyla, her bir bireyiyle, ebediyen Ceddinin müsaadeden gitmeye, Cumhuriyetimizin yılmaz, yorulmaz bekçileri olmaya devam edeceğiz. Değil 100 yıl, yüzlerce yıl geçse de sarı-lacivert kalpler, ülkesinin buyruğunda olmaya devam edecektir. Kalplerimizde yanan cumhuriyet ateşiyse hiçbir vakit sönmeyecektir. Omuzlarımızda taşıdığımız Fenerbahçe mirası çok büyük. Yükümüz, sorumluluğumuz çok büyük. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında da kulüp, idare, sportmen, taraftar, hepimiz bu yükü taşımaktayız. Cumhuriyetimizin 100 yılında da, bugüne dek Türkiye’nin en çok şampiyon olan kulübü olarak, olimpiyatlara en fazla atlet göndermiş kulüp olarak, tüm branşlarda ülkemizin bayrağını muvaffakiyetle dalgalandırmış bir spor kulübü olarak, muvaffakiyetlerin, şampiyonlukların ismini, Fenerbahçemizin renkleriyle yazmak istiyoruz. Bu sene artık fabrika ayarlarına dönmemizin vakti gelmiştir. Bugün, 99’uncu yılın son gününde, yani Cumhuriyet Bayramı’nda bayan voleybol kadromuz Fenerbahçe Opet, fevkalade bir zafer kazanarak şampiyonluk fitilini ateşlemiştir. Artık sağ olsunlar yorgunluklarını atmadan buraya geldiler. Sizlerin önünde de kupayı bir kere daha kaldıracaklar. Bu kupa, şampiyonlukların habercisidir. Dünyanın en yeterli iki kadrosundan birine karşı alınan bir şampiyonluk. Buradaki kalabalık gösteriyor ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılında şampiyonluklar en çok da bize yakışacaktır” formunda konuştu.

“ASIL BÜYÜK SORUMLULUK, TARAFTARIMIZINDIR”

Taraftarlara da seslenen Ali Koç, “Az evvel hepimizin sorumluluğu büyük demiştim. Atletlerimizin bu şuurla, sorumlulukla gayret edeceklerinden hiçbir kuşkunuz olmasın. Keza ben ve arkadaşlarımdan da hiçbir kuşkunuz olmasın. Asıl büyük sorumluluk sizindir, taraftarlarımızındır. Asıl büyük sorumluluk taraftarımızındır. Her maç, her müsabaka, her kuvvetli yolda, her tökezlemede, formamızı taşıyan atletlerimizin yanında olun. Onların yorulduğu yerde, düştüğü yerde en büyük güç siz olacaksınız. Zira bunu yalnızca siz yapabilirsiniz. Onları düştüğü yerde ayağa kaldıracak olan sizin sevginiz ve dayanağınız olacaktır. Bunu siz benden daha düzgün biliyorsunuz. Unuttuk bunu son periyotlarda, hatırlayalım. Bilhassa toplumsal medyada yuvalanmış yapılardan, gerek içimizde başarısızlığımızı isteyenlerden fakat daha kıymetlisi dışarıdan bizi karıştırmaya çalışanlardan koruyun atletlerimizi. Ümraniye maçından sonra söylediğimi sözlerimi lütfen aklınızdan çıkarmayın. En büyük rakibimiz, kendi topluluğumuz olmasın. En büyük dayanağımız, kendi topluluğumuzdan gelsin. Görüyorsunuz, kafayı bir kaldırdık, işler yolunda gitmeye başladı, bizimle uğraşanlar, olmayan şeylerle saldıranlar, gazeteci kimliği altında, mesleksel kimliği unutun bir kadronun medya çalışanları üzere beni maksat alanları, iftira atanları unutmayın, onlara yer bırakmayın. Şayet bu dönem Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılında bu şuurla hareket ederseniz, yanımızda olursanız, ne atletlerimiz yorulur, ne biz vazgeçeriz, ne de kimse bize zerre kadar ziyan verir. Yaşasın laik Türkiye Cumhuriyeti” diyerek kelamlarını noktaladı.