Bu habis zihniyet orduyu amaç aldı

Muğla DHA – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Muğla’da Marmaris-Datça Yolu, Milas İçme Suyu Arıtma Tesisi ve Bodrum Devlet Hastanesi ile üretimi tamamlanan toplam 15 milyar TL’lik projelerin açılış merasimine katıldı. Erdoğan, özetle şunları söyledi:

ALAYA ALMIŞLARDI: Bundan 12 yıl evvel 2023 amaçlarımızı birinci açıkladığımızda zihinlerini geri kalmışlık ve faşizm kapanına hapsetmiş birileri, kendi akıllarınca bizi küçümsemiş, alaya almışlardı.

HAKKINDAN GELDİK: Alışılmış biz AK Gençlik’le, AK takımlarla bunlara yüz vermedik. Bizim baktığımız tek yer milletimizdir, milletimizin özlemleridir, milletimizin talepleridir, milletimizin gereksinimleridir. Kendi milletinden umudunu kesenlerin, ülkemizin kutlu yürüyüşünü engellemek için sergiledikleri kepazeliklere karşın Cumhuriyetimizin 100. yılına coşkuyla, gururla girdiğimiz bir periyoda ulaştık.

MÜSTEMLEKE ZİHNİYETİ: Geçtiğimiz günlerde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gücüne güç katacak bir savunma sanayi projemizin açılışında, ordumuzun kumandanlarıyla birlikte yaşadığımız sevince tahammül edemediklerini daima birlikte gördük. Bay Kemal, Sakarya Arifiye’de bu ordunun başkomutanı olarak Tayyip Erdoğan ne yaptı? Orada Fırtına obüslerinin teslim merasimini yaptı. Altay tanklarının teslimini yaptık Bay Kemal. Bunlarla ordumuz çok daha güçlü. Ordumuz bunlarla o terör örgütlerini ne yaptı? İnlerine gömdü inlerine.

TERÖRDEN BESLENENLER: Bay Kemal, sen bu teröristlerle dirsek dirseğe dolaştın. Cezaevlerindeki teröristleri de nasıl çıkarırız diye bunun çabası içerisindesin. Boşuna uğraşma, o teröristler o denli oralardan çıkamazlar. Ancak bu şimdiden vadediyor. Yahu, Diyarbakır’da 51 vatandaşımızın vefatına neden olan bu Demirtaş değil miydi? Artık çıkmış bu, ‘onları çıkaracağım’ diyor. Bu millet sana bu yolu açmaz. Bu millet terörden beslenenlere, kan emicilere bu ülkede yol vermez.

NİYETİNİ GÖSTERDİ: Bu zihniyet evvel Sakarya Arifiye’deki fabrikanın bu düzeye gelmesini sağlayan yatırımlarımızı sabote etmek için yapmadığını bırakmadı. Her türlü palavra ve iftirayı kullanarak yürüttüğü bu ihanet kampanyasında başarılı olamayan bu habis zihniyet, bu sefer direkt kahraman ordumuzu ve onurlu komutanlarımızı amaç alarak asıl niyetini gösterdi.

HERKESTEN BAŞKA SES: Bir masa kurmuşlar, etrafındaki herkesten farklı ses çıkıyor. Herkes farklı baş çekiyor, herkes başka hesap yapıyor. Bunlar Anayasa’yı da hiç okumamışlar. Sen nasıl oluyor da daha seçilmemişsin ve seçilmediğin halde nasıl oluyor da ‘hemen seçime gideriz’ diyorsun? Neyse, olanlar oldu. Bunların, ‘Allah bir’ dediğine inanın, diğer hiçbir şeye inanmayın. Zira Allah bir.

BUNLAR ZİYAN DOSTU: Masanın altında, üstünde sakladıkları, gözükmeyen ortakları farklı telden çalıyor. Daha ortada fol yok, yumurta yok. Sizin tabirinizle şerlenmelerinden, şımarmalarından yanlarına varılmıyor. Zira bunlar yalnızca ziyan dostudur. Ülkenin ve milletin güzelliğini istedikleri tek bir örnek görülmemiştir.

ÜLKEYE ÇULLANDILAR: Alışılmış biz bunların asıl karın ağrılarını çok yeterli biliyoruz. Bunlar Arifiye’deki atıl fabrikanın, ülkenin savunma sanayiinin en kıymetli üretim tesislerinden biri olmasından rahatsızlar. Bunlar karasından havasına, denizinden siberine kadar savunma sanayiinin her alanında kendi dizaynını, kendi üretimini yapabilen Türkiye gerçeğine tahammül edemiyorlar. Bunlar, terörü sonları içinde bitirmekle kalmayıp hudutları ötesinde de teröristlerin başını ezen Türkiye fotoğrafına dayanamıyorlar. Zira bunların tüm hayatları, vesayetçilerin ve darbecilerin idaresini kendilerine altın tepside sunduğu ülke hayaliyle geçmiştir. Merhum Menderes’i idam sehpasına gönderip ülkenin başına bu türlü çullandılar. Merhum Demirel’i muhtıralarla yıpratıp ülkenin başına bu türlü çöreklendiler. Merhum Özal’ı binbir palavra ve iftirayla devreden çıkartıp ülkenin başına bu türlü musallat oldular. İktidara geldiğimiz birinci günden itibaren bize de birebirini yapmak için çok uğraştılar. Vaktimizin ve gücümüzün bir kısmını, bunlarla uğraşa ayırmak mecburiyetinde kaldık.

YENİ OYUN PEŞİNDELER: Partimizi kapatmaya teşebbüs etmekten sokakları karıştırmaya, terör örgütlerini cesaretlendirmekten darbecilere alkış tutmaya kadar her yolu denediler. Dışarıda ve içeride Türkiye’yi maksat alan kim varsa hepsinin yanında bunlar yer aldılar. Ne yaparlarsa yapsınlar, işte ben şu anda karşımdaki bu mükemmel kalabalığın, az evvel resmi sayısını sordum, dedim ne kadar? Resmi sayısı aldım, elhamdülillah 50 bine varan bir iştirakle bugün buradayız. Bunlar bir tek kendi ülkelerinin, kendi insanlarının uğraşına dayanak olmadılar. Artık de tıpkı başla, yeni oyunlar peşinde koşuyorlar.

Yunanistan’a seslendi

Erdoğan, Fethiye’ye geçerek Kent Stadyumu’nda vatandaşlara seslendi. Rakiplerin ve hasımların boş durmadığını belirten Erdoğan, “Anlaşmaları bozmak için her yolu deniyorlar. Kazanımlar sağlamışsak, daima birlikte sahip çıkmalıyız. Misyona geldiğimiz vakit savunma sanayiinde yerlilik yüzde 20 idi, artık yüzde 80. Artık İHA’larımızı SİHA’larımızı yapıyoruz. Kızılelma’mız da var. Seri üretime başladığımız vakit F-16’nın taşıdığı bombayı taşıyacak. Yunan ne diyor? Bu çılgın Türkler ne yapıyor? İzmir’den denemeler yapıldı. Oradan atılacak bir füze bunları ürkütmeye başladı. Ben de diyorum ki, Ey Yunan, uslu durduğun surece seninle işimiz yok” açıklamalarında bulundu.

‘Cümbüş masası’

Muğla’da toplu açılışa katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, merasim sonrası muhtarlar ve STK temsilcileri ile Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde bir ortaya geldi. Erdoğan burada yaptığı konuşmada da özetle şunları söyledi: “Uzun yıllar sonra birinci sefer ülkemizde siyasi istikrarın sağlanması ile birlikte, ekonomik büyüme sağlanmış ve memleketler arası alanda ülkemizin prestiji artmıştır. Türkiye iç siyasette istikrarı sağladıkça, dışarıda da daha etkin siyasetler yürütmede kararlıdır. Milletimizi çok ağır bedeller ödetmiş yürütmede çift başlılığı tahlile kavuşturduk. Son devirde karşılaştığımız tüm krizlerde bu ıslahatların ne kadar isabetli olduğunu gördük. Siyasi istikrarın alternatifi çok seslilik değil, düzensizliktir, arbededir, herkesin başka telden çaldığı bir cümbüş masasıdır. Ülkemizde itimat ve istikrarın teminatı olan kazanımların kaybedilmesi demek, Türkiye’nin tekrar eski makus günlerine dönmesi demektir. Giderek daha bariz formda arbedenin, entrikanın eksik olmadığı bir kriz masasına dönüşen Altılı Masa’nın ülkemize vaat ettiği sistem işte bu türlü bir idare modelidir.”