Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi, kapanışını gerçekleştirdi

Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi, kapanışını gerçekleştirdi.

Kıdemli Savcı Mustafa İldeniz, “16 Eylül- 26 Haziran tarihleri arasında Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nde 262 dava neticelendi. 96 dava yeni adli yıla aktarıldı. Lefkoşa Kaza Mahkemesi Huzurunda 313 dava ilk tahkikat aşamasında. Güzelyurt’ta 8, Lefke’de 3 dava havale aşamasında” dedi.

İldeniz, Lefkoşa Polis Müdürlüğü’nde görev yapan Başmüfettiş Osman Kayabaş, Güzelyurt Polis Müdürlüğü’nde görev yapan Başmüfettiş Aslan Coşkun, Merkezi Cezaevi Müdürü Fatih Erdoğan’ı ve Denetimli Serbestlik Kurulu adına Mustafa Hidayet’i dinletti. 

Lefkoşa Polis Müdürlüğü’nde görev yapan Başmüfettiş Osman Kayabaş, “Lefkoşa Polis Müdürlüğü sorumluluk alanı içerisinde, 16 Eylül 2022 tarihinden 26 Haziran 2023 tarihine kadar 647 adet Cürüm Dosyası tanzim edilmiştir. (16.09.21-26.06.22- 587) Bu dosyaların 472 adedi mahkemeye sevk edilirken 175 adedi tahkikat altındadır. Geçen yıla göre cürüm dosyalarında % 9.27 artış olmuştur.” Dedi.

Kayabaş, şöyle devam etti:

“Yine ayni tarihler arasında 515 adet Kabahat Dosyası tanzim edilmiştir.(16.09.21-26.06.22-413) Bu dosyaların 468 adedi mahkemeye sevk edilirken 47 adedi tahkikat altındadır. Geçen yıla göre kabahat dosyalarında %9.12 artış olmuştur. Müdürlüğümüze bağlı meselelerle ilgili Merkezi cezaevinde hükümsüz 168 tutuklu bulunmaktadır. Hükümsüz tutuklulara ait gün tayini almayan 65 adet tahkikat dosyası bulunmaktadır. Meselelere ait suç dağılımını gösteren tabloyu mahkeme heyetine sunmak isterim. Yine Müdürlüğümüzde 16 Eylül 2022 tarihinden 23 Haziran 2023 tarihine kadar çeşitli suçlardan dolayı 923 zanlı tutuklanmıştır. 26 Haziran 2023 tarihi itibariyle şuan hücrelerimizde 10 erkek zanlı tutuklu bulunmaktadır.”

Denetimli Serbestlik Kurulu adına Mustafa Hidayet, 2022 Eylül ayı ile 26 Haziran 2023 tarihleri arasında 19 kişinin denetimlik serbestlikten yararlandığını söyledi. Hidayet, Şubat 2023 tarihinde kan ve idrar tahlillerinin başladığını 3 kişinin uyuşturucu testinin pozitif çıkmasıyla süreci tamamlayamadığını belirtti.

Kapanışta konuşan Başkan Fadıl Aksun, “Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi Lefkoşa, Güzelyut, Lefke bölgelerinde işlenen ağır cezalık suçların yargılamasını yaptığı gibi Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi olarak da görev yürütmektedir. 2022-2023 Adli yılı içerisinde bu yöndeki görevimizi sürdürürken gözlemlediğimiz bazı hususları aktarmakta fayda görürüz.” Dedi.

Başkan, 16.09.22 ile 26.06.23 tarihleri arasında toplamda 262 dava sonuçlandığını ve 99 davanın  yeni adli yıla kaldığını belirtti.

Aksun, “Biten davalarda suç tiplerine göre sıralama şöyledir: 1. uyuşturucu suçları 65, 2. bina açma:26

3. müstahdem tarafından sirkat 22, 4. sahte banknot tasarrufu 17, 5. sahte resmi belge düzenleme 15, 6. ateşli silah tasarrufu 7, 7.cinsel suçlar 7, 8. ölümlü trafik kazası 6, 9. insan kaçakçılığı 5, 10. ağır yaralama 4, 11. ağır suç işlemek için gizli ittifak 4, 12. adam öldürmeye teşebbüs 1” dedi.

Aksun, kapanışta şu mesajları verdi:

“Huzurumuzdaki davalarda kullanıcı olarak mahkemeye getirilen sanık sayısında düşüş yaşansa da uyuşturucu verme/satış ve ithal suçlarında ve uyuşturucu maddenin miktarında ciddi artış olduğu görülmektedir. Bu uyuşturucu maddelerin büyük bir bölümünün Ercan Havalimanından ülkeye sokulmaya çalıştığını görmek bizi üzmüştür. Bu kapsamda açılması planlanan yeni havalimanın daha sıkı denetim imkana sahip olmasını ümit ederiz.

Geçen yılki kapanışta ülkemize üniversite okumak için gelen öğrencilerin öğrencilik vasıflarına uygun davranmayıp ciddi oranda suça karıştıklarını vurgulayıp buna çözüm bulunması gerektiğini ifade etmemize rağmen olumlu bir girişim bir yana bu soruna dil okullarının da dahil olduğunu görmekteyiz. Önümüzdeki davalarda bir takım dil okullarının derslere katılmadığı halde yabancı uyruklu öğrencilere kayıt yaparak ülkemizde yasal statü kazandırmaya çalıştığını müşahade ettik. Bu girişimler mahkemenin müdahalesi ile önlenmiş olsa da Eğitim Bakanlığına bu tip kuruluşları daha sık denetlemesi gerekecektir.

Bu ülkede artık bir çocuk istismarını sorunu olduğu kabul etmemiz gerekir. Bu tip suçların önlenmesinde yasa koyucunun belirlediği 6 yıllık ceza haddinin bariz şekilde yetersizliği de açıktır. Acıdır ki, çocuklara karşı yapılan bu tip saldırıların genelde en yakınlarından geldiği ve çocukların güven duyguları sebebi le bu durumun farkına dahi varmadıkları ortada iken, bununönlenmesinde okullarda yürütülecek farkındalık eğitimlerinin ciddi katkısı olacağına inanmaktayız. Huzurumuzdaki davalarda cinsel istismar mağduru bir çocuğumuz ailesi tarafından yeterli bakımı alamadığı için mahkemenin girişimi ile ailesinden alınarak sosyal hizmetlerin kontrolüne verilmiştir.

Yine para ve kambiyo yasasına aykırı olarak ülkemize yasal sınır olan 10,000 Euro üzerinde izinsiz para giriş ve çıkışı olduğunu görmekteyiz. Bu tip kontrolsüz para hareketlerinin suç gelirinin aklanması ve benzeri faaliyetlerin önlenmesinde devletin denetim yetkisini ortadan kaldırmaktadır. Bu suçlarının sanıklarının büyük bir çoğunluğu bu paraları ülkemizde faaliyet gösteren kumarhanelerden kazandıklarını iddia ettikleri de görülmektedir. O halde, yasal değişikliğe gidilerek kumarhanelerin belirli bir rakamın üzerindeki kazançları bankaya yatırma zorunluluğu getirilmesi kontrolün sağlanması için yerinde olacağı düşüncesindeyiz.

Yine ülkeye gayrimenkul alımı için yüklü miktarda para girişi yapıldığını görüyoruz ancak para girişinden sonra gayrimenkul alımı yapılıp yapılmadığı veya hazırlanan sözleşmelerin devirden önce taraflarca iptal edilip edilmediğinin yetkili makamlarca kontrol edilmediği gerçeği işığında ülkemizde riskli bir para sirkülasyonu olduğuna da dikkat çekmek isteriz. Keza mahkememizin bu yıl sonuçlandırdığı davalarda kara para ürünü olduğunu tespit ettiğimiz 12 apartman dairesi devletin tasarrufuna geçirilmiştir.

Yine, huzurumuzdaki ölümlü trafik kazalarından gördüğümüz kadarı ile son zamanlarda sanıkların alkol yanında uyuşturucu madde tesiri altında da araç kullanarak kaza yaptıklarını da gözlemlemekteyiz. Bu durum yollarda alkol denetimi yanında uyuşturucu denetimlerinin yapılması için yasal değişikliklerin yapılması gerekliliğini de gündeme getirmektedir. Yine ehliyet müfettişi ve sürücü okulunda meydana gelen sahtecilik suçları da dikkate alındığında kazaların önlenmesinde birçok paydaşın kusuru olduğu anlaşılmaktadır.

Bunun yanında işyeri ve şantiye alanlarında oluşan ölümlü kazaların da iş sağlığı ve güvenliği yasasına gereğince önem verilmediği ve işçilerin can güvenliğinin sağlanmadan çalışmaya zorlanmaları gerekli denetimlerin artmasında fayda olacağına işaret etmektedir.

Ülkemizin coğrafik yapısı gereğince ciddi bir düzensiz göçmen sorunu ile karşı karşıya kaldığını da gözlemlemekteyiz. Özellikle savaş olan ülkelerden kaçıp ülkemize sığınan veya Avrupa ülkelerine geçmek için ülkemizi kullanmaya çalışan bu göçmenlerin barınma, yargılama, deport işlemlerinin kamu bütçesine ağır bir yük olduğu görülmektedir.

Yeni cezaevinde çocuk ve yetişkinlerin farklı koğuşlarda tutulması bizi memnun etse de bu durum ayrı çocuk islah evi gerekliliğini ortadan kaldırmamaktadır.

Bunun yanında huzurumuzdaki sanıklardan en az iki tanesinin cezaevinde doğum yaptığı ve bebeklerin cezaevi koşullarında büyüdüğünü görmekteyiz. Bu durumda sosyal hizmetlerin bu bebeklerin sağlıklı gelişimi için cezaevi müdürlüğü ile birlikte hareket etmeleri gerekmektedir.

Adli yıl açılışında sanıkların cezaevine emanetimiz olduğunu vurgulamıştık, bu yıl içerisinde 2 hükümlünün cezaevinde hayatını kaybetmesi cezaevinde acil müdahale yapacak sağlık personeline ihtiyaç duyulduğunu da gözler önüne sermektedir.

Suçların azaltılması ve adaletin sağlanmasında mahkemelere çok ciddi yük düşmekle birlikte yukarıda vurguladıklarımız işığında bunun çok paydaşlı bir mücadele olduğunun ve sadece mahkemenin gayreti ile bunun sağlanmasının mümkün olmadığını vurgular tüm katılımcılara görevlerinde başarılar dileriz.”