Son görüşmede eski koca cinneti! Ağzından dökülen birinci cümle bu oldu

Derleyen: Can Şişman / Milliyet.com.tr – 10 yıllık evlilikleri resmi olarak sona ermişti. Büyük hayallerle 2011 yılında dünyaevine giren Odegaard çifti 10 yıllık müddet boyunca tam beş sefer anne ve baba olma memnunluğunu yaşamışlardı. Her ikisi de 31 yaşındaydı ve hayatlarının geri kalanında yaşları birbirine çok yakın olan çocuklarıyla birlikte yaşamak istiyordu. 2021’in son aylarında boşansalar da çocukları nedeniyle sık sık görüşmek zorunda kalıyorlardı. Her müsabakalarında kesinlikle bir uyuşmazlık yaşıyor, meskenden çıkan sesler komşuları rahatsız edecek boyutlara varıyordu. Geçen salı günü bir kere daha bir ortaya gelen çift ortasında yeniden büyük bir tartışma patlak verdi. Çocuklarının gözü önünde yaşanan bu büyük hengame içlerinden birinin vefatıyla sonuçlanacaktı.

İŞLER DÜŞÜNDÜKLERİ ÜZERE GİTMEDİ

31 yaşındaki avukat Anders Odegaard, gençlik aşkı Carissa Odegaard’la 2011’in mayıs ayında dünyaevine girdi. Odegaard çifti bir müddet flört ettikten sonra birbirleri için hakikat insan olduğuna ikna oldular ve hayatlarını şimdi 21 yaşındayken birleştirdiler. ABD’nin Minnesota eyaletinde yaşayan çift tıpkı hayali kuruyordu. Geçim kederi olmadan büyük bir konutta, kalabalık bir aile kurmak istiyorlardı. Birinci çocukları dünyaya geldiğinde 23 yaşındaydılar.

Henüz birinci defa anne ve baba olmanın memnunluğunu yaşarken Carissa Odegaard kısa vakit içinde yeniden gebe olduğunu öğrendi. Çift, bir yıl sonra ikinci çocuklarını kucaklarına aldı. Anders Odegaard bir yandan avukatlık yapıyor, eşi Carissa Odegaard ise bir yandan çocuk büyütüyor, öte yandan eşine maddi açıdan dayanak olmak için vaktini çok almayacak işlerde çalışıyordu. Her ikisi de 20’li yaşlarının başında kurdukları hayale giderek yaklaştıklarının farkındaydı lakin işler hiç de düşündükleri üzere ilerlemeyecekti.

SONUN BAŞLANGICI OLACAĞININ FARKINDA DEĞİLLERDİ

Odegaard çiftinin üzerindeki kara bulutlar üçüncü çocukla birlikte başladı. Anders Odegaard çalıştığı iş yerlerinde istikrardan uzak bir imaj içindeydi. Sıklıkla iş yeri değiştiriyordu. Eşi Carissa Odegaard ise kısa aralıklarla anne olmanın yarattığı ve gereğince üzerine eğilmediği doğum sonrası depresyonla çaba veriyordu. İkili ortasındaki tartışmalar aşk ve nefret ekseninde giderek şiddetleniyordu. Bir yandan birbirlerini çok seviyor, öbür yandan ise birbirlerine karşı giderek daha da kırıcı olmaya başlıyorlardı.

ARALARINDAKİ TANSİYON GİDEREK ARTIYORDU

Mayıs 2011’de evlenen Odegaard çifti 16 Eylül 2021 tarihinde resmi olarak boşandı. Mahkeme, çiftin evliliklerinin geri dönülemez biçimde sarsıldığına karar vermişti. Lakin çift boşanmalarına karşın tekrar birbirlerini sık sık görmek zorunda kalacaktı. Bunun nedeni ise mahkemeden çıkan ortak velayet kararıydı. Ortak velayet durumunda ebeveynler çocukları hakkında ortak karar almak mecburiyetindeler. Odegaard çifti de beş çocuklarına dair rastgele bir mevzuda birlikte karar almak zorundaydılar. Bu, onların sıklıkla bağlantı halinde olmaları ve boşanmalarına karşın sık sık bir ortaya gelmeleri manasına geliyordu. Ortak velayet haricinde mahkeme Carissa Odegaard’a fizikî velayet de vermişti. Çocuklar, annelerinin yanında yaşıyordu fakat ortak velayet nedeniyle annelerinin sıklıkla babalarıyla irtibat kurmaları gerekliydi. Üstelik babaları bir avukattı ve husus çocuklarıydı. Anders Odegaard, eski eşinin çocukları hakkında kendisinden habersiz rastgele bir adım atmaması istikametinde eşiyle sıklıkla tartışmalara giriyor, ikili ortasında evliliklerinin son periyotlarında giderek artan tansiyon her geçen gün daha da artıyordu.

SON ANLARINI YAŞAYAN ANNESİNİN KOLLARININ ARASINDAYDI

Velayet konusunda bir türlü anlaşamayan eski çift, mahkemeye başvurarak mevzuyu yasal tabana oturtmayı kararlaştırdı. Ortalarındaki arbedelerden dolayı çocuklarının psikolojisinin negatif etkilendiğini fark eden çift, 2022’nin ağustos ayının son günlerindeki duruşma tarihini iple çekiyordu. Geçtiğimiz salı günü çocukları yüzünden her zamanki üzere tekrar bir ortaya gelen ikili ortasında tekrar tartışma yaşandı. Husus, annenin çocuklarını kiliseye götürmek istemesi fakat babalarının bunu kabul etmemesiydi. Tartışmanın kısa vakit içinde fizikî şiddet barındıran bir arbedeye dönüşmesi üzerine büyük bir kaygıya kapılan çocukları ne yapacaklarını bilemez haldeydi. Kardeşlerden ikisi bahçedeki otomobilin etrafına giderek sokaktan geçen birilerinden yardım istedi.

Bu esnada meskende müthiş bir görüntü vardı. Anders Odegaard üstü çıplak bir haldeydi. Sadece altındaki iç çamaşırıyla eski eşine ağır darbeler indiriyordu. Babanın yüzü ve saçı kan içindeydi. Anne ise aldığı başına aldığı öldürücü darbelerden dolayı kan gölüne dönmüş yerde reaksiyonsuz bir formda yatıyordu. Daha da fecî olanı ise anne, iki yaşındaki en küçük çocuğuna sıkı sıkıya sarılmış bir haldeydi. İki yaşındaki çocuk yerde cansız yatan annesinin kollarının ortasında etrafa boş gözlerle bakıyordu.

40 YIL MAHPUS CEZASI ALABİLİR

İhbar üzerine olay yerine gelen polis takımlarının meskende yaptığı incelemeler dehşet vericiydi. Anders Odegaard’ın eski eşine uyguladığı fizikî şiddetin izleri neredeyse meskenin her yerindeydi. Eski çiftin çocukları ise şahit oldukları travmatik olaydan dolayı büyük bir şok içindeydi. Büyük bir vahşete sebep olan Anders Odegaard’ın ağzından dökülen birinci cümleler “Kendimi güzel hissetmiyorum” oldu. Polisin kendisine sorduğu sorulara uzun bir müddet bu formda karşılık veren Odegaard’ın eski eşinin başına çeşitli mutfak aletleriyle vurduğu, başına aldığı öldürücü darbelerden dolayı bayanın hayatını olay yerinde kaybettiği ortaya çıktı. İfadesi alınan çiftin 8 yaşındaki ikinci çocukları takımlara “Her yerde kan vardı” dedi ve babasının annesini boğmaya çalıştığını söyledi.