Şansal Büyüka: ‘Ajax’ı yönetenler aptal mı? Hamza Akman’ın burnun ucunu bile göremedik’

ŞANSAL BÜYÜKA İLE DOBRA DOBRA

Bizim meslekte, “Ben söylemiştim, ben yazmıştım” tabirinden nefret ederim. 50 yıla yakın meslek hayatımda bu ifadeyi hiç kullanmadım, hiç yazmadım. Fakat artık bir seferlik izninize, müsamahanıza gereksinimim var. Milliyet’in bu sayfalarında, haftalık kıymetlendirme yaptığım günlerde, yaklaşık bir yıldır daima N’Koudou yazıyorum. En az 10 yazı yazdım. N’Koudou ile ilgili son yazı 20 gün evvel, “N’Koudou varsa, N’Koudou oynar” başlığıyla tekrar bu sayfada çıktı. Arşiv duruyor. Neyse; Beşiktaş’ın çarpıcı futboluyla farklı kazandığı Karagümrük maçında, aslında en büyük karı Valeria Ismael başta, N’Koudou’nun bedelinin anlaşılması oldu. Bu N’Koudou geldiği günden beri ya 11‘de başlıyor, maçı tamamlamadan çıkarılıyordu, ya da sonradan oyuna giriyordu. Gerçek dürüst alanda kaldığı bir doksan dakika yok. Hatta bu dönem bir orta satılması bile gündeme geldi.
Ghezzal, vazgeçilmez adam… Rosier, vazgeçilmez adam… Fakat benim futbol anlayışım birinci on teğe birinci isim olarak N’Koudou’yu müellif. Niçin muharrir?
Yazayım o vakit…
-Premier Lig başta, Avrupa’nın en önde gelen liglerine bakıyorum. N’Koudou kadar süratli bir kenar adamı göremiyorum.
-N’Koudou, ekibini en kısa müddette rakip yarı alana ve rakip ceza alanına taşıyor.
-N’Koudou bu kadar süratli giderken denetimini kaybetmiyor, kaza yapmıyor, duvara çarpmıyor, o hıza karşın âlâ adam eksiltiyor
-Kenardan çok tesirli ortalar, asistler yapabiliyor. n Rakip ceza alanını gördüğünde içeri girip çok tesirli vuruyor, goller atıyor. N’Koudou bu grupta oynamak için öteki ne yapsın? Sürat var, tempo var, sprint var, adam eksiltme var, şut var, asist var, gol var. Adamda yok yok… Her şey var.
N’Koudou’nun elbette berbat oynadığı maçlar olacak. Ancak makûs maçta bile suratı motamot devam edeceğine nazaran, “Ölüsü bile” iş yapar. Bir yıldır daima N’Koudou yazan bir gazeteci olarak, Valerian Ismael‘in Kamerunluyu nihayet kabul etmesinden son derece memnunum.

Son hız futbol
Hız… Sürat… Sürat… Günümüzün çağdaş futbolunda varsa-yoksa sürat, sürat, yine sürat… Beşiktaş’ın, Karagümrük karşısındaki bilhassa 60 dakikalık “son sürat” futbolunu hayranlıkla izledim. Keyif aldım, keyifli oldum… Tebrikler, teşekkürler…

Bırak, oynatma
Beşiktaş-Karagümrük maçının hakemi Arda Kardeşler 3 dakika “uzatma” gösterdi. Yani maç 90+3’te bitecekti. Valerian Ismael, 92.23‘te Cenk Tosun’u oyuna soktu. İnsaf, yalnızca 37 saniye için… Doğal olarak Cenk’in ayağına, başına top değmeden maç bitti. Cenk topu bile göremedi. Üstelik 4-1 galipsin, skor için artık Cenk’e gereksinimin yok. Olsa da esasen 37 saniyede bir şey yapma talihi yok. Bırak, oynatma… Otursun kulübede, o daha yeterli… Hiç olmazsa morali bozulmaz, sana hürmeti kaybolmaz. Bu değişiklik, futbolun kitabına hiç uymadı

En ağırı Galatasaray
Nwakaeme büyük güç katar Harika Lig’de birinci üç hafta geride kaldı. Şampiyon adaylarına bakıyorum, içlerinde en yavaş atak eden grup, en ağır atağa çıkan ekip Galatasaray… Pekala G.Saray ne yapmalı? Savunmadan rakip alana süratle çıkacak, topu taşıyacak bir oyuncuya gereksinimi var. Bu işi şimdiye kadar Oliveira yaptı. Topla çok uygun, ayağı çok düzgün lakin önemli manada ağır Oliveira… O vakit: Orta alanda Torreira‘ya defansif manada daha fazla vazife yüklemek, Oliveira‘yı biraz daha önde, atakçıların ardında rol vermek… Elbette biz, “Hariçten gazel okuyoruz.” Fakat görünen köy kılavuz istemez. Torreira geride, Oliveira önde, Galatasaray’ın suratını ve tesirini çok daha fazla arttırır.

Nwakaeme büyük güç katar
Gazetelerden okuyorum, ne kadar hakikat bilemem. Galatasaray’ın, Trabzonspor’un eski sol kanat oyuncusu Nwakaeme ile ilgilendiği yazıyor. Galatasaray bu transferi yaparsa, dönemin en uygun adamını almış olur. Nwakaeme’nin yaşı kaç olursa olsun, tesiri çok büyük, çok yıpratıcı… Trabzonspor’u görüyoruz, Trezeguet üzere bir oyuncu bile Nwakaele’nin yerinde “tüy sıklet” kaldı. Nwakaeme, Galatasaray’a şimdiye kadar aldıklarının hepsinden çok Muhteşem Lig’in üstünleri daha fazla güç katar.

Ajax aptal mı?
Avrupa futbolunun “Gençlik kalesi” Ajax, Trabzonsporlu Ahmetcan’ı tam 9.5 milyon euro bonservis bedeli ödeyip transfer etti. Ayrıyeten birinci satışta bonservis bedeli kârından Trabzonspor’a yüzde 15 daha fiyat ödeyecek. Trabzonspor’un oynatmadığı bir futbolcu için bu çok büyük bir para ve çok parlak bir satış… Lakin madalyonun öteki yüzü de var. Ajax’ı yönetenler aptal mı? Ya da çok mu paraları var? Hiçbiri değil… Ahmetcan’ın geleceğini biliyorlar. Alana kadar elli türlü analitik incelemeden geçirdiler ve parayı o denli saydılar. Lakin Ajax’ın uğruna 9.5 milyon euro verdiği Ahmetcan, Trabzon’da forma bahtı bulamadı. Trabzonspor gerektiğinde devşirme stoperler oynattı, geçen dönemin birkaç maçı dışında Ahmetcan’ı hiç oynatmadı. Genç futbolcuların “Baba”sı, onları bulan, yetiştiren, baht veren, Avrupa’ya ihraç eden Abdullah Avcı hocaya karşın, Trabzonspor kadrosunda hiç baht bulamadı.
Bu örnek yalnızca Trabzonspor ile hudutlu değil… Fenerbahçe’de kırk yılda bir Arda Güler diye harika bir gelecek çıktı, “oynatılsın” diye millet kıyameti kopartıyor. Galatasaray’da evvelki hafta son beş dakikada Hamza Akman diye bir genç oyuna girdi, fırtına üzere esti. Son Ümraniye maçında burnunun ucunu bile göremedik. Beşiktaş’ta Valerien Ismael yeniden insaflı… Berkay’dı, Kartal’dı her maçta, her fırsatta genç oyunculara talih veriyor. Aslında bu türlü olmalı… Unutulmasın, Avrupa’da gençlere en az baht veren liglerin başında geliyoruz. TFF, yabancı sonunu özgür bırakabilir, hiç lafım yok. Fakat tıpkı TFF, asli vazifesi olan futbolu geliştirme ismine gençlerin önünü açacak, kesinlikle oynamalarını, en azından talih bulmalarını sağlayacak yeni yolları, kulüplere teslim olmadan çabucak, artık, derhal devreye sokulmalı…

Stoperde rotasyon olmamalı
Bu kadar geniş kadron varsa, bu kadar sık maç oynuyorsan, rotasyon anlayışına hürmet duyarım. Bu bakımdan Fenerbahçe’nin hocası Jorge Jesus‘u eleştirmiyorum. Lakin kadronun temel direkleriyle her maçta oynamak, beraberinde çok önemli riskler getiriyor. Fenerbahçe bilhassa iki stoperini sabitlemeli ve çok mecburî olmadıkça, bu iki stoperde rotasyona gitmemeli… Fenerbahçe’de Szalai’nin oynayacağı kesin üzere…
Serdar Aziz ne vakit gelir, gelirse kaç maç sağlam kalır aşikâr değil… Lakin bir maçta Gustavo Henrique, bir öbür maçta Lemos, sonrasında Peres diye, her maçta Szalai’nin yanına yeni bir stoper koyarsanız, sallanırsınız, dağılırsınız, Fenerbahçe’de her şey güzel gidiyor. Lakin savunmada, ardına atılan uzun toplarda, beklerin ardına sarkan rakip oyuncularda büyük risk, büyük tehlike var. Kazanırken, eksiğini göreceksin… Fenerbahçe önde basıyor, süratli oynamaya çalışıyor, uğraş ediyor fakat savunma manasında önemli eksikleri var. Jesus bunu kesinlikle görüyor olmalı…

Ahmet Touba ahenk sağladı
Başakşehir‘de geçen hafta Cezayirli stoper Ahmet Touba oynadı. Şimdi çok genç… Cezayir Ulusal Takımı’nda oynuyor. Baktım, ayağı pak, kademe anlayışı âlâ… Panik yok, itidalli… Sağ stoper Youssouf Ndayishimiye ile son derece uyumlu oynadı. Başakşehir düzgün bir stoper yakalamışa benziyor.

Maç özeti: PSG 7-1 Lille

Yolun sonu görünüyor!
İstanbulspor: Üç maçta sıfır gol, sıfır puan… Yolun sonu görünüyor.
Kasımpaşa: İki maçta hoca mı masraf? Şaşırdım. Karagümrük: Alanda ağır abi üzere takılıyorlar. Hızlanın, hızlanın…
A. Demirspor: Galip sayılır bu yolda mağlup…

Bravo Erol Hoca’ya
Gaziantep’in hocası Erol Bulut’un deplasmandaki Hatay galibiyeti sonrası yaptığı açıklamayı okudum. Erol Hoca kazanmalarına karşın “İyi oynamadık, buna karşın kazandık” dedi. Bravo Erol Hoca’ya… Kazanırken eksiğini görüyorsan korkma… Karada mevt yok demektir

İşimize gelse de gelmese de…
Gazeteler, maçların 21.45‘te başlamasından son derece şikayetçiler. Haklılar. Baskıya yetişmiyor, Anadolu okuyucusu detayları görmekten, okumaktan mahrum kalıyor. Sonraki günü işe gidecek seyircilere de eziyet oluyor. Neyse ağustos bitiyor, eylülde sanırım daha makul başlama saatleri gelecek. Lakin maçların gündüz oynanmasını istemek, yayıncının iflasını istemek üzere bir şey… Maçlar gündüz oynansın, 150 milyon dolara inen yayın hakları 100 milyon doları bile bulamaz. Ortada bu türlü bir gerçek var. İşimize gelse de gelmese de..

Kazanırken eksikler görülmeli
Trabzonspor, 5 gol yiyip kaybettiği Antalya maçında, gol yemeden kazandığı birinci iki lig maçına oranla çok daha düzgün oynadı. Bakmayın Trabzonspor’un İstanbul’da 2-0 kazandığı İstanbulspor maçına ve kendi alanında 1-0 yendiği Hatay maçına… Bu iki maçta da Trabzon âlâ oynamadı. Lakin bizde sonuçlar her türlü yanlışı örttüğü için, Trabzonspor’un eksikleri görülmedi, tahminen de görülmek istenmedi. Ancak kazanırken tedbir almazsan, aklına gelmeyen başına geliyor. 5 gollü Antalya hezimeti budur.

Üst olur!
Muhteşem Lig’de yeni haftada Trabzonspor-Galatasaray kapışması var. Lig yeni, ekipler yeni, bunun sonucu maçlar her türlü sonuca açık… Trabzonspor-Galatasaray maçını kim kazanır bilemem. Lakin bahis oyuncularının tanımlaması ile bu maç “üst” olur. Yani en az 3 gol, tahminen de daha fazlası atılır. Birçok olur, azı olmaz diye düşünüyorum. Dilerim yanılmam…