Ankara Büyükşehir Belediyesi ‘4’üncü Yıl Projeleri Tanıtım Töreni’ gerçekleşti

ABB’nin ‘4’üncü Yıl Projeleri Tanıtım Töreni’, Atatürk Spor Salonu’nda CHP ve GÜZEL Parti’nin Ankara milletvekili adaylarının tanıtılmasıyla başladı. Törene CHP Genel Lideri ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu ve ABB Lideri Mansur Yavaş’ın yanı sıra milletvekilleri, belediye liderleri, konuklar ve çok sayıda gazeteci katıldı. Tanıtım merasiminin açılış konuşmasını gerçekleştiren Yavaş, “Başörtüsünü yasaklayacaklar, işçisi işten çıkaracaklar’ demişlerdi. Birileri daha da ileriye gidip ‘başörtülüler sokaklarda yürüyemeyecek hale gelir’ demişti. Ankara Büyükşehir Belediyesi 4 yılın sonunda ‘Mutlu Kentler Endeksi’nde bronz sertifika aldı; üniversite memnuniyet araştırmasında 9’uncu sıradan 2’nci sıraya yükseldi. Ne işçi işten atıldı ne de kimse kimsenin kıyafetine karıştı. Tam bilakis, insanları saçına, sakalına, başörtüsüne, kıyafetine nazaran ayıran zihniyet ortadan kalktı. Artık bunu tüm Türkiye’de tekrar yaymaya başladılar, birebir cümleleri tekrar söylüyorlar. Bizler, belediyelerimizde nasıl işini hakkıyla yapan işçimizi aile kabul ettiysek, 14 Mayıs’tan sonra da tüm Türkiye’de bir aile olacağız. Hem de askeri, polisi, personeli, memuru zorla siyasi mitinglere gitmek zorunda kalmayacak, yalnızca işini yapacak. Bitmedi. Rant sistemleri bozulacak diye çekinenler, bizler için ‘beceremez, yönetemez’ demişlerdi. Biz ise şeffaflık uygulamalarımızla, dezavantajlı kümelere sahip çıkmamızla, halkın asli gereksinimlerine ve altyapı projelerine verdiğimiz ehemmiyetle Dünya Belediye Liderleri Başşehir Ödülü’nün sahibi olduk” dedi.

‘YENİ AÇILAN KEÇİÖREN- AKM- KIZILAY METROSUNUN DA PARASINI ABB ÖDEYECEK’

Başkan Yavaş, yeni açılan ‘Keçiören- AKM- Kızılay Metrosu’nun parasını Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ödeyeceğini söyleyerek, “Parayı veren biziz lakin ‘metro yapmadı’ diye eleştirilen de biziz. Havaalanında metro olmayan tek Avrupa başşehrinin yöneticisi olarak size açık davet yapıyorum. Projesi tamamlanmış olmasına karşın 4 yıldır yatırım programına almadığınız havalimanı metrosunu verin bize. Biz yurt dışından kredi bulup 15-20 yılda geri ödeyecek halde derhal imaline başlayalım, size teşekkür edip Ankara halkına armağan edelim” açıklamasında bulundu.

‘NE MEKKE DÜŞTÜ NE KUDÜS ELDEN GİTTİ’

Yavaş, konuşmasının devamında şu tabirleri kullandı:

“Aynısını 2019 seçimlerinden evvel de yapmışlardı. İstanbul kaybedilirse, Ankara kaybedilirse; ‘Mekke düşer’ dediler. ‘Kudüs elden gider’ dediler. ‘Uçurumdan evvelki son çıkış’ dediler. ‘Zillet bela, cumhur beka’ dediler. Hatta daha da ileri gidip ‘Mursi mi Sisi mi’ dediler. Fakat bizler seçimi kazandıktan sonra ne Mekke düştü ne Kudüs elden gitti. Ne uçuruma yuvarlandık ne de beka sıkıntımız oldu. Kendisi de Mursi’den vazgeçip Sisi ile el sıkıştı. Bununla yetinmezlerse, kendilerinden yeniden bir TRT performansı ve mektuplar bekliyoruz. Bu ülkede 85 milyon vatandaşımız yaşıyor. Doğudaki vatandaşımızın sorunu da tıpkı, batıdaki vatandaşımızın da. Trabzon’un da sorunu tıpkı Manisa’nın da. Akdeniz’in sorunu da tıpkı Marmara’nın da. Türk milleti, tarihi boyunca tüm problemleri çözme iradesini her vakit göstermiştir. İşte artık, bu sıkıntıları çözme vakti gelmiştir. İnanıyorum ki ülkemizdeki işsizlik, kira fiyatları, enflasyon, pahalılık, yoksulluk, yolsuzluk, hukuk, liyakat ve israf problemlerini 14 Mayıs’ta daima birlikte çözeceğiz.”

‘BİZİM ÇİZGİMİZ BELİRLİDİR, TEK İSTİSNAMIZ TERÖRDÜR’

“Bizim çizgimiz aşikardır, tek istisnamız terördür” diyen Başkan Yavaş, “Bizler 61 milyon seçmenin tamamının oyuna talibiz. Bizler ne PKK’nın ne Kandil’in ne de rastgele bir terör örgütünün bu pak emelimizi kirletmesine müsaade etmeyiz. Bizim çabamız, ülkemizin bütünlüğüne ve demokrasimize kast eden herkese karşı verdiğimiz bir gayrettir. Maksadımız ülkemizin bütünlüğünü tehdit eden bu tahribatı durdurmak, hukuka dönüşün tabanını oluşturmak ve toplumsal bütünlüğü sağlamaktır. Biz gidersek ‘Togg projesi yarım kalır’, biz gidersek ‘İHA’lar SİHA’lar üretilmez’ diyorlar. Devletlerin güvenlik siyasetleri, ulusal siyasetlerdir. Hangi hükümet gelirse gelsin ulusal siyasetler devam eder. Artık soruyorum: Biz misyona gelirsek ülkeye mültecileri doldurup güvenlik sorunu mu oluşturacağız? Biz vazifeye gelirsek T.C. yazılarını devlet kurumlarından mı kaldıracağız? Bakın, Altılı Masa’daki partilerin hepsi muhakkak. Bizim ortamızda bölücü diye tabir edilen bir tek parti yok. Lakin sizin kendi listelerinizde ‘özerlik ve federasyon referandumu yapılmalı’, ‘Türk bayrağı ismi bana sorunlu geliyor’, ‘Türk milleti tarifi kaldırılmalı’ diyen HÜDAPAR’lılar var. Buradan büyük Türk milletine sesleniyorum: Onlar bunları yaparken T.C. yazısını belediyelere biz geri getirmedik mi? Ulusal Bayramlarımızı hakkıyla biz kutlamadık mı? Ankara’da, İstanbul’da ve tüm belediyelerimizde şeffaf bir idareye kavuşmadık mı?” dedi.

AKŞENER: 15 MAYIS SABAHI BAHAR GELECEK

İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener ise sahneye çıkarak sinevizyonda dönen ABB’nin 4 yılda yaptığı projeleri gururlanarak izlediğini söyleyerek, “Yani toplumsal belediyecilik neymiş? Hırsızlık yapmadan vatandaşa ulaşmak neymiş? Çalmadan, çırpmadan insanlara el uzatmak neymiş? Lütuf değil, hizmet etmek neymiş, adam, insan kayırmadan, ayıya dayıya gereksinim kalmadan her gence ulaşabilmek, her aç ve açıkta kalan aileye ulaşmak devletin borcudur. Ancak bunu gözünün içine yani diğerlerinin gözüne göstere göstere alayıyla ve alayla yapmadan Toplumsal belediyecilik neymiş? Gösteren hizmetlerini Mansur Bey’in ağzından ve buradaki projelerden izledik. Farkında mısınız? Bir taraftan eli kolu bağlanmış, bir taraftan milyarlarca lira borç ödemiş bir taraftan da inanılmaz projeler hayata geçirmiş. Bunun yanında bizatihi ben şahidim. Zira derin yoksulluk yaşıyoruz” diye konuştu.

Kocaeli Üniversitesi’nde İnkılap Tarihi dersleri anlattığını hatırlatan Akşener, konuşmasına şöyle devam etti:

“Cumhuriyet şimdi kurulma evresindedir. İstiklal savaşı bitmiştir. Gazipaşa Anadolu’yu gezer. Adana’ya gelir. Adana’da istasyon caddesinde Vali Beyefendi kendisini gezdirir. Yani yürüyerek masraflar. Çok hoş konutlar görür. Sorar bu kimin, bu kimin, bu kimin? Diye. O vakitler askerlik yapmayan kümeler vardır Türkiye’de. Hasebiyle askere gitmeyip bedel ödeyen insanların konutlarıdır. Yani savaş esnasında bile işini gücünü devam ettirmiş insanların konutlarıdır. Sonra o yolun en sonunda yıkık dökük bir meskene rastlarlar. Gazipaşa sorar. ‘Bu konut kimin Vali Beyefendi?’ Vali biraz çekinir, biraz utanır. Der ki, Recep Çavuş’un paşam. Gazipaşa hem üzülür hem sonlanır. Çağrın bana Recep Çavuş’u der. Recep Çavuş gelir. Bir kolu yoktur. Bir gözü de yoktur. Sütlüm büklüm gelir. Üstü başı eskidir. Gazipaşa’nın karşısında selam durur. Gazipaşa der ki, Atatürk şiddet bir sesle, hiddetli bir sesle ‘Recep Çavuş, Recep Çavuş bunlar bu konutları, bu mülkleri yaparken sen neredeydin? Recep Çavuş’ bunlar bu konutları, bu mülkleri yaparken sen neredeydin? Recep Çavuş, biraz daha eğilir der ki; ben seninle bir arada Çanakkale’deydim paşam. Ben seninle bir arada Sakarya’daydım paşam. İşte bugün burada Recep Çavuş’un torunları burada. Cumhuriyet ile hengame edenler, Atatürk’le arbede edenler, Recep Çavuş’un torunları 14 Mayıs’ta 13’üncü cumhurbaşkanını seçecekler inşallah. Haram yemeden hırsızlık yapmadan, adam kayırmadan Recep çavuşları yaşatarak, 15 Mayıs sabahı baharlar gelecek.”

KILIÇDAROĞLU’NDAN GENÇLERE: ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİMLERİN BAHTINI BELİRLEYECEK OLAN SİZLERSİNİZ

CHP Genel Lideri ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) ‘4’üncü Yıl Projeleri Tanıtım Töreni’nde yaptığı konuşmasına gençlere seslenerek başladı. Kılıçdaroğlu, “Önümüzdeki seçimlerin yazgısını belirleyecek olan sizlersiniz. Birinci kere sandığa gidip, birinci oyunu kullanacak olan 5 buçuk milyon genç, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bahtını belirleyecek. Sizler Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’i ileriye, çağdaşlığa taşıyacaksınız, size inancımız sonsuzdur. Sayın Genel Liderlerim, pahalı milletvekili arkadaşlarım, hoş Ankara’mızın çalışkan Büyükşehir Belediye Lideri; dördüncü yılı bitirdiniz, hizmetlerinizi Ankaralılara sundunuz. Büyük bir keyifle ben ve arkadaşlarım ve başka genel liderler sizin başarılı çalışmalarınızı izledik. Hasebiyle herkesin huzurunda, en azından CHP Genel Lideri olarak size teşekkür ediyorum. Lider konuşurken şöyle bir cümle kurdu; ‘Hesap vermeye geldik’ dedi. Ne kadar özlemişiz değil mi? Toplanan her kuruşun hesabını milletine vermek ve o onuru yaşamak her demokraside olması gereken temel bir kural. O kadar yabancılaştık ki, birisi gelip de bizlere ‘sizin paranızı şu formda şuralara harcadım, ölçüsü şuydu, ihaleleri şöyle yaptım ve kamuya açık yaptım, sonsuza kadar kalacak bunlar ve istediğiniz vakit izleyeceksiniz, kör kuruşu yanlış yere harcamadık’ diye halkına hesap veriyor. İşte demokrasi budur, işte Türkiye’nin kurtuluş yolu da budur. Birlikte yapacağız. Bizim belediye liderlerimiz, yani Millet İttifakı’nın belediye liderleri yapmış oldukları bütün harcamaların hesabını veriyorlar. Münasebetiyle onların yaptıkları çalışmalar yalnızca Türkiye’de değil dünyanın pek çok ülkesinde yankılanıyor. Verdikleri çabalar, önlerine çıkartılan pürüzler, o pürüzleri aşmak için gösterdikleri uğraşlar; bunların tamamı her yerde konuşuluyor, her yerde dillendiriliyor” tabirlerini kullandı.

‘O MÜSAADE VERİLMEYEN EVRAKLARIN TAMAMINA ‘CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI’ OLARAK İMZA ATACAKSINIZ’

Kılıçdaroğlu, konuşmasının devamında, “Az evvel lider dedi ki, ‘metroyu yapacağız müsaade vermiyorlar, siz yapın onu diyoruz onlar yapmıyorlar.’ Sayın Liderim, Allah nasip eder siz de Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacaksınız, o müsaade verilmeyen dokümanların tamamına ‘Mansur Yavaş Cumhurbaşkanı Yardımcısı’ olarak imza atacaksınız” dedi.

‘MİLLET İTTİFAKI’NIN İKİ KIRMIZI ÇİZGİZİ VARDIR; BİR VATAN, İKİ BAYRAK’

Millet İttifakı olarak kırmızı çizgilerinin vatan ve bayrak olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Efendim işte bunlar geldiler, şöyledir, böyledir, terörle iltisaklı, şununla iş birliği, bununla iş birliği’ Bir sürü laflar, bir sürü palavralar, bir sürü palavralar söylüyorlar. Açık ve net söylüyorum, açık ve net; ‘Millet İttifakı’nın iki kırmızı çizgisi vardır; bir vatan, iki bayrak. O kadar, nokta. Bir daha tabir edeyim, Mısır’daki sağır sultan da duysun, iki kırmızı çizgimiz var, bayrağımız ve vatanımız. Gözümüzü kırpmadan bayrağımızı indirmeyiz, vatanımızı terk etmeyiz, hiç kimse tasa etmesin. Münasebetiyle iktidar olduğumuzda göreceksiniz, nasıl bir Türkiye olduğunu göreceksiniz. Ayrılığın gayrılığın olmadığı bir Türkiye’yi, her meskende huzurun olduğu bir Türkiye’yi, her meskende rahmetin olduğu bir Türkiye’yi. Bir mülteci kampı değil, onuruyla yükselen ve büyüyen bir Türkiye’yi göreceksiniz. Türkiye’yi mülteci kampına çevirdiler, göreceksiniz bunların tamamını düzelteceğiz. Bir arada düzelteceğiz, birlikte düzelteceğiz, Millet İttifakı olarak düzelteceğiz” diye konuştu.

‘KIŞIN SONU BAHARDIR, BAHARI GETİRECEĞİZ’

“Sadece ülkemizde değil dünyaya örnek olacak pek çok projenin altına imzamızı atacağız ve Türkiye’yi kendi bölgesinin en güçlü ülkesi haline getireceğiz” diyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Akdeniz Havzasını göreceksiniz, oranın nasıl bir üretim merkezi haline dönüştüğünü göreceksiniz. Katma bedeli yüksek eserlerin nasıl üretildiğini göreceksiniz. Bilginin, bilimin, kültürün nasıl büyüdüğünü göreceksiniz. Nitekim de ülkemize baharı getireceğiz, baharı. ‘Kışın sonu bahardır’ diyor ozan. Kışın sonu bahardır, baharı getireceğiz. Ve baharı getirecek olan sizlersiniz sevgili gençler. Sakın ola ki, ‘ya bu pazar işim vardı’ demeyin, ’14 Mayıs’ta tatile gideceğiz’ demeyin. Sandığa gideceksiniz, oyunuzu kullanacaksınız, sandığa sahip çıkacaksınız ve dünya siyasi tarihine çok değerli bir armağan bırakacaksınız. ‘Otoriter bir idaresi, demokratik yollarla biz Türkiye Cumhuriyeti’nin gençleri olarak değiştirdik’ diyeceksiniz. O denli ‘efendim bunlar gelecek, yardımlar kesilecek’ Lider söyledi; hiçbir yardım kesilmedi, tam aksine yardımlar arttı. Ancak bizim yardımlarımız onların yardımları üzere değil. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. İnsan onurunu koruyacaksınız. İnsanın yoksulluğunu afişe etmeyeceksiniz. Beşere insan olarak bakacaksınız ve insan olarak paha vereceksiniz; temel gayemiz bu, bu emeli gerçekleştireceğiz. Hiç tasa etmeyin, bu hoş ülkemize baharı getireceğiz, hoşlukları getireceğiz, barışı huzuru getireceğiz, rahmeti getireceğiz. Ve en kıymetlisi zenginliği getireceğiz, bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, bunun kelamını veriyoruz. Unutmayın; sizin hayalleriniz, benim amacım olacaktır.”